Anayasa Mahkemesi (AYM), bir gazetecinin bireysel başvurusunda “ifade ve basın özgürlüğünün” ihlal edildiğine karar vererek basın hukuku açısından kritik tespitlerde bulundu. Yüksek Mahkeme, basının olgusal iddialar bakımından “mutlak ispat yükümlülüğü altında olmadığını” vurguladı ve gazetecinin savcı gibi delil toplamakla değil, haberi yayımladığı anda elindeki bilgi ve kaynaklara dayanarak iyi niyetli, makul bir araştırma yapmakla yükümlü olduğunu belirtti.
AYM’nin 17 Ekim 2025 tarihli ve oybirliğiyle aldığı karar, 19 Temmuz 2009’da yayımlanan “Devletin Demirbaş Bürokratı” başlıklı haber nedeniyle yargı süreci yaşayan gazetecinin başvurusuna ilişkin oldu. Haberde HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’a yönelik eleştiriler nedeniyle gazeteci hakkında “kişilik haklarına saldırı” suçlamasıyla 2 bin TL manevi tazminat kararı verilmişti. Bu kararın kesinleşmesinin ardından gazeteci, ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasıyla AYM’ye başvurmuştu.
“Kaba ifade tazminat sebebi olamaz”
AYM kararında, ifade özgürlüğünün “bir dereceye kadar abartıya ve hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması” gerektiği hatırlatıldı. Mahkeme, bir ifadenin kaba, rahatsız edici veya sert olmasının tek başına ceza ya da tazminat sebebi olamayacağını vurguladı.
Kararın gerekçesinde, haberde eleştirilen ismin sıradan bir yurttaş değil; hakimlik, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, HSYK üyeliği ve Yargıtay üyeliği gibi görevlerde bulunmuş üst düzey bir kamu görevlisi olduğuna dikkat çekildi. AYM, kamusal yetki kullanan ve toplum tarafından tanınan kişilerin daha geniş eleştiri sınırlarına katlanmak zorunda olduklarını hatırlattı.
Mahkeme, kararında ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin şu ölçütlere yer verdi:
• Basın, haberlerinde mutlak ispat yükümlülüğü altında değildir; gazeteciden beklenen makul ve iyi niyetli araştırmadır.
• İfade özgürlüğü, abartıya ve hatta belli ölçüde kışkırtmaya izin verecek kadar geniş yorumlanmalıdır.
• Bir ifadenin kaba veya rahatsız edici olması tek başına yaptırım nedeni sayılamaz.
• Kamu gücü kullanan üst düzey yöneticiler eleştirilere daha fazla katlanmak zorundadır.
• Haber, Ergenekon soruşturmaları ve HSYK tartışmalarının yoğun olduğu dönemde yayımlandığından yüksek kamusal önem taşımaktadır.
• Haberdeki ifadeler büyük ölçüde değer yargısı niteliğindedir ve suç isnadı içermemektedir.
AYM, kararın sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti; ayrıca gazeteciye net 34 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
