GARİPLİKLER ÜLKESİNDEYİZ
*
Bazen öyle şeyler yaşıyoruz ki şaşırmamak elde değil.
Ama şaşırmıyoruz…
Alışkanlık yapıyor demek ki…
Haydi bazıları ülkemizden bazıları yerelden bir- iki konuya birlikte değinelim…
*
KENTİMİZDEN…
*
Kardemir’de toplu sözleşme imzalandı.
Muhteşem bir tören oldu.
Kardemir ve Çelik İş Sendikası yöneticileri oradaydılar.
Ak Pati Genel Başkan Yardımcısı ve vekilimiz Mehmet Ali Şahin…
Karabük Valisi İzzettin Küçük…
Belediye Başkanı Rafet Vergili…
Ve çelik işçileri ile eşleri ve çocukları muhteşem bir tablo oluşturdular.
Kutluyorum hepsini de…
*
Aradan günler geldi -geçti ama işçiler ne alacaklarını henüz bilmiyor.
20 Mayıs günü bir skala yayınlandı ama işçiler ve bir o kadar da esnaf bize soruyor: Ne kadar artış olacak? diye… Zira o skaladan bir şey çıkarmak bizler için gerçekten zor ve anlaşılmaz.
Şahsen ben de bilmiyorum.
Belki bu yazı yayınlanıncaya kadar belli olabilir ama ben yine de yazmadan geçmek istemedim.
*
Benim tahminime göre toplamda Karabük piyasasına ayda 2 milyon lira (2 trilyon) girer diye düşünüyorum.
Bu hem işçileri hem de esnafı bir miktar rahatlatacaktır.
*
Her şey güzel de geçtiğimiz yıllarda hesapları kesilen işçiler için bir çift söz edilmemiş olması da çok ilginç değil mi?
Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Ali Cengiz Gül uzaktan tanıdığım kadarıyla emeğe saygılı bir sendikacıdır ve bunu atlamamalıydı.
O mağdur olan kardeşlerimize de selam olsun bizden.
*
ÜLKEMİZDEN…
*
Reyhanlı’da 51 ölü var.
Şehit demek daha doğru aslında…
Yüzlerce ağır-hafif yaralı…
Yıkılan evler, işyerleri ve parçalanan arabalar…
*
Ulusal yas bekliyor toplum ama hükümetten bir ses çıkmıyor.
Oysa yabancılarda yerine göre bir kişi için bile yas ilan ediliyor.
Bizim televizyonlarda vur patlasın- çal oynasın programlar sürüp gidiyor.
Ne programlar yapılıyor saçma sapan ama benim söylemek istediğim TRT-Müzik kanalı. 24 saat müzik çalıyor. Arada Mustafa Keser gibi bazı sanatçıların konserleri de var.
Eh, ne yapalım, iyi eğlenceler deyip geçelim ama geçemem.
*
Neden mi?
O zaman 19 Mayıs’ta düzenlenen konserleri neden iptal ettiniz?
Yanıt verecek birileri çıkar mı dersiniz?
*
KENTİMİZDEN
*
Mehmet Ali Şahin iyi bir siyasetçi olduğu kadar çok iyi de bir hatiptir.
Her zaman hayranlıkla dinlerim kendilerini.
Her fırsatta Cumhuriyeti, Atatürk’ü ve çağdaşlaşmayı savunmasını da alkışlarla karşılarım.
*
Kardemir ile Çelik İş arasındaki toplu sözleşme imza töreninde yaptığı konuşmada söylediği şu sözü Günün Yorumu’nda övgüyle paylaşmıştım izleyenlerimle.
Demişti ki; “Kardemir’e sahip çıkmak Cumhuriyete sahip çıkmak demektir”
Harika değil mi sizce de?
*
Gençlik Haftası içinde, Merkez İlçe Teşkilatlarının yaptığı konuşmada ister istemez 19 Mayıs’tan söz etmesini beklerken:
“Vahdettin için tarih yeniden yazılmalıdır”
anlamına gelen konuşması çok ilginç geldi bana.
Derdim Vahdettin ‘le değil, konuşulduğu zaman dilimiyle.
*
ÜLKEMİZDEN
*
Üniversitelere…
Ve stadyumlara polis yerleştirilecek.
Özel güvenliklere son verilecek.
Neden?
Özel güvenlik öğrencilere ve seyircilere yumuşak davranıyormuş.
*
Hükümete karşı artan protestolara daha sert davranılması için alınan bu kararın ne kadar demokratik olduğu tartışılacak mı acaba ülkemizde…
Biliyoruz ki ülkemiz polis devleti olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.
*
Şimdi daha çok biber gazı ithaline başlanacaktır.
Hayırlara vesile olur inşallah…
*
KENTİMİZDEN
*
Karabük Üniversitesi dev adımlarla ilerliyor.
Bunda en büyük emeği olanların başında Rektör Prof. Dr. Burhanettin Uysal’ın payı olduğunu herkes biliyor.
Geldiği ilk günden bu yana ben de hep destek olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
*
Gençlik Haftası içinde Atatürk’ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramı ile ilgili bazı programlar beklerken Üniversitede yapılan etkinlik çok ilginç geldi:
Programın adı: “Eskitilmiş Kılıç; II Abdülhamit Han..”adlı tiyatro oyunu.
Ve bir de konuk var ki şehzade deniliyor. II. Abdülhamid’in 4. Kuşaktan torunuymuş. Sanırım oyunun da danışmanlığını yapıyormuş.
*
İster “Ulu Hakan “deyin…
İterseniz “ Kızıl Sultan”…
Tiyatro oyunu da önemli değil. İsteyen izler, istemeyen izlemez.
Saygı duyarım…
*
Bana ilginç gelen bu oyunun Gençlik Haftası içinde yer almış olmasıdır.
Oysa o hafta içinde neler yapılamazdı ki…
***
ÜLKEMİZDEN…
*
Behzat- Ç diye polisiye bir dizi var kanalın birinde.
Her türlü pislikle mücadele eden bir polisin o ortama uygun konuşmaları ve kavgaları gerçekçi bir şekilde yansıtılmaya çalışılıyor.
Adam bazen kırıp-döküyor bazen kafayı çekip dertlenip çekiyor kafayı.
İyi de oynuyor Erdal Beşikçioğlu…
Ama başını alamıyor Radyo Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK)…
*
Adamlar diziye son verip bir cep sineması kiralayarak orada oynatmaya karar vermişler. Sanırım son bölümü yayınladılar.
Sırf ilkelerinden ödün vermemek için.
*
Benim için çağdaş bir ülkede sansür diye bir şey olamaz.
Sansürü halk yapar.
Beğenmediği zaman değiştirir kanalı ve izlenmeyen program da kalkar.
*
Ama sansür ülkemizde bir gerçekse…
RTÜK de her şeye burnunu sokarsa ben de sorarım:
“Ey RTÜK, Karadayı dizisini izliyor musunuz?
O hakime hanımın, o başsavcının, o eski bakanın halleri nedir?
*
Şimdilik nokta…