FİLM GİBİ “BIÇAK KESTİ” OPERASYONU…

Bugün ziyaretimize Kamu yararına çalışan Polis Emeklileri Derneği Karabük il Temsilciliği’nden emekli polis dostlarımız geldi. Birçoğu Karabük’te uzun yıllar başarı ile görev yapmış emekli olduktan sonra da ilimizde yaşayan dostlarımız merkezi Ankara’da bulunan derneklerinin Karabük Şubesi’ni açmaya karar vermişler. Keyifli bir sohbet yaptık. Sohbetin önemi bir bölümünü, emekli Polis Mustafa Canözü ile birlikte yaşadığımız “Bıçak kesti Operasyonu” oluşturdu.

Sizlerle de paylaşayım o film gibi operasyonu… Yıl 1990’lı yılların ortaları, BRTV’yi yeni devraldığımız dönemler. Genç bir gazeteciyim. BRTV’deki odamın kapısından, belini tutarak bir adam girdi. Bir doktorun kendisini ameliyat ettiğini, sakat bıraktığını “bıçık kesti” parasının yarısını peşin verdiğini, diğer yarısını ise doktorun ısrarla istediğini belirtti. “Seni hem sakat bırakmış, hem de senden para mı istiyor?” diye sordum. “Evet, istiyor.” dedi. Karabük yeni il olmuştu, dönemin Cumhuriyet Başsavcısı’na gittim, durumu anlattım. İl Emniyet Müdürü’nü aradı ve “Müdür bey, bir konu var. BRTV’den Mehmet Bey ve bir vatandaşımız size geliyorlar. Vatandaştan ısrarla rüşvet isteyen doktoru suçüstü yapalım.” dedi.

Kendisinden rüşvet istenilen vatandaşımız ile birlikte il Emniyet Müdürümüzün odasına girdik. Çok deneyimli ve o dönemde adından çok söz ettiren bir polis şefini odasına davet etti ve “Cumhuriyet Başsavcımızın talimatı var. Suçüstü operasyonu yapalım” dedi. Dönemin başarılı Asayiş Müdürü’nün başkanlığında 5-6 kişilik bir ekip vatandaştan para isteyen doktorun muayenehanesine gidildi. O arada, ben de biri şimdi bir bankada üst düzey yönetici olan Okan ile daha sonra Anadolu Ajansı’nda başarı ile çalışan ve şu anda da Cem Şahin Milletvekilimizin danışmanı olan Ahmet’i iki ayrı kamera ile yanıma aldım. Vatandaştan kendisinden rüşvet isteyen doktorun muayenehanesine girdi ve bir süre sonra çıkınca, polis baskın yaptı. Doktor polise dedi ki, “ne parası, ben para falan almadım.” Polis Müdürü, diğer polisler ve biz şok geçirmiştik. Kapının önünde, mağdur vatandaşa “Parayı vermemişsin, ne yaptın paraları” diye sorduğumda, yemin ederek parayı doktorun aldığını ve çekmecesine koyduğunu söyledi. Tam bu sırada, mesleğe henüz yeni başlamış Ayşe Par adlı polis kardeşimiz, operasyonu yürüten Polis Müdürü Mehmet Ada’ya “Müdürüm buradan az önce bir vatandaş çıkmıştı. Bu doktorun sekreterinden öğrendim, o kişi karşı caddede doktormuş, muhtemelen para onda olabilir.” dedi. Deneyimli Polis Müdürü, “işi çözdük Mehmet kardeşim, gel o doktora gidiyoruz” dedi. Karşı caddeye geçtik, diğer doktorun muayenehanesine girdik. Polis Müdürü doktora,  “……. Doktor parayı sana vermiş o parayı bize ver.” deyince, Doktor “Bana bir şey olur mu, benim bir suçum yok” demeye başladı. Polis müdürü “tamam sana bir şey olmayacak, parayı ver” dedikten sonra 200 Dolar ve yaklaşık 300 Dolar karşılığındaki TL.’yi doktor dolabının içinden eldivenlerin içinden çıkardı ve polise teslim etti. Daha önceden seri numaraları alınan Dolar ve TL. bir masanın üzerinde toplandı. Adım adım ilk doktorda ve ikinci doktorda operasyonun tüm detaylarını çeken Ahmet ve Okan’a, yaklaştırarak paraları çekmelerini rica ettim ve akşam haberlerinde “İŞTE RÜŞVETİN BELGESİ” diye haberimizi yaptık.

Ertesi gün görüntüler ile İstanbul’a giderek, o dönemin ülkemizdeki en ünlü gazetecisi Uğur Dündar’ı Mecidiyeköy’de bulunan Kanal D Haber Merkezi’nde ziyaret ettim. Deneyimli gazeteci Uğur Dündar, görüntüleri görünce “Mükemmel bir gazetecilik örneği, akşam ana haberlerde bu haberi yapalım” dedi. Gün boyunca, beni de Kanal D binasından göndermedi, “akşam haberleri muhabir arkadaşlarımızla birlikte izliyoruz. Sen de ol Mehmet kardeşim” dedi. Haberimiz yayınlandı, soruşturma başladı ve ilgili doktor yargılandı ve ceza aldı. Türkiye gündemine gelen ve hükümetin de dikkatini çeken “Bıçak kesti” denilen, o dönemdeki adı ile SSK’lı hastalardan alınan rüşvet dönemi ilerleyen yıllarda sona erdi.

Bugün emekli polislerimizin ziyareti bu anımı hatırlattı. Sizlerle paylaşmak istedim.

Şimdi yine, okuduğunu anlama kabiliyeti olmayan mesleğimizin içine sızmış bir takım tipler “Bak bu eskiden doktor düşmanıydı, şimdi de rektör düşmanı” diyeceklerdir. Ama, kim ne derse desin. Biz, gazeteciliği halk adına her zaman kutsal bir meslek gördük. Mazlumun yanında olduk. Muzlumu ezenler, sömürenler ile boyları, posları, cüsseleri, makamları, mevkileri ne olursa olsun ömür boyu mücadele ettik. Halen de, Batı Karadeniz Bölgemizin tek Türksat uydu kanalı BRTV ile hem bölgemizin, hem de Anadolu Yayın Platformu ile Anadolu’dan birçok ilin sesini ülke geneline ve Avrupa’ya duyurmaya devam ediyoruz.