Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Çetinkaya
Mehmet Çetinkaya

KARABÜKLÜ DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKAMIYORUZ..!

Karabük Bürnük köyünden değerli hemşehrimiz Doç. Dr. Hikmet Yazıcı’nın Çaycuma Meslek Yüksek Okulu’ndaki başarılarını anlatacağım. “Hiçbir başarı cezasız kalmaz” deyiminde olduğu gibi Hikmet hocanın başarılarının tam da köyünün bitişiğinde yangın başladığı saatlerde nasıl ceza ile sonuçlandığını belirteceğim. Önce, o güne gidelim.

23 Temmuz Çarşamba günü Karabük’ün Bürnük köylüleri Çavuşbaşı köyünden dumanların yükseldiğini görünce 112 dahil çeşitli yerleri aramaya başladılar. O köyden bir dostumuz bizi de aradı. Hatta, kısa bir video da gönderdi. Karabük bir gün önce, Burunsuz Köyü’nde Cildikısık yakınlarında orman yangını ile mücadele etmiş, 18 saat süren yoğun çalışmanın ardından kontrol altına alınmıştı. Çok şükür bitti derken, bu kez de Çavuşlar Köyü ve ardından da Ovacık’ın Kışla Köyü’nden üst üste yangın haberleri geldi ve bu yangınlar bir hafta sürdü. Karabük’ümüzü büyük geçmiş olsun. Karabük tarihinin en büyük orman yangın felaketi ile ilgili tüm haberleri ve detayları BRTV ekranlarından günlerce izleyicilerimize yüreğimiz parçalanarak duyurduk.

23 Temmuz Çarşamba günü, Bürnük Köyü’ndeki yakınları ve Karabük’teki dostları Çaycuma Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Hikmet Yazıcı’yı arayarak yangın haberini bildirdiler. Yangın ile ilgili bilgilere ulaşmaya çalışırken, Hikmet hocanın telefonu çaldı, arayan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in sekreteriydi. Telefonu açtı, karşıdaki ses “Şu an itibarı ile Sayın Rektörümüz tarafından görevinizden alınmış bulunmaktasınız.” diyordu. Uzun yıllar, büyük emekler verdiği Çaycuma Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü görevinden alınmasını, böyle bir telefon ile öğrendi Karabüklü hemşehrimiz Doç. Dr. Hikmet Yazıcı. Bir şehir ne kadar sahipsiz olursa, o şehrin içinde ya da dışındaki insanları da maalesef sahipsiz oluyorlar.

Merak etmiş olabilirsiniz, kim bu Bürnüklü hemşehrimiz Hikmet Yazıcı diye, kısaca kim olduğunu yazayım. Hikmet Yazıcı, 23 Nisan 1966 tarihinde Karabük’te doğdu. Ailesi Bürnük Köyü Yazıcılar mahallesindendir. Babası, Ahmet Cevdet Yazıcı Kardemir’in Çelikhane ünitesinden emekli olmuş birçok Karabüklü gibi Kardemir işçisinin çocuğudur. Atatürk İlkokulu’ndan sonra, geçtiğimiz yıllarda yıkılan Merkez Ortaokulu’ndan mezun olup birçok Karabüklü genç gibi Demir Çelik Lisesi’ne girip oradan da başarı ile mezun olmuştur. Kökeni bir orman köyü olduğu için, çocukluğundan bu yana hayali olan Orman Fakültesi’ni kazanıp oradan da mezun olduktan sonra, 1995 yılında o dönemde Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ne bağlı olan Bartın Orman Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak akademik yaşama atılmıştır. 2009 yılında Bartın’da gösterdiği başarılar da dikkate alınarak, dönemin Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz tarafından Çaycuma Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü görevine getirilmiştir. Çaycuma’da gerek yerel yöneticiler, hayırseverler ve Çaycuma halkı ile yakın bir gönül birliği kurarak Çaycuma Meslek Yüksekokulu’nu adeta şaha kaldırmıştır. Rahmetli Prof. Dr. Burhanettin Uysal’ın Zonguldak Üniversitesi Rektör Yardımcısı olduğu dönemde Çaycuma’nın tanınmış Hukuk Adamı ve hayırseveri Ali Osman Odabaş’ın katkıları ile Mobilya Dekorasyon bölümünün açılışına da öncülük etmiştir. Ardından da Ahşap Kültürü Uygulama Araştırma Merkezi Müdürlüğü görevini de üstlenmiştir. 2011 yılında da dönemin Zonguldak Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer’in isteği ile Çaycuma’da Gıda Tarım Meslek Yüksek Okulu’nun açılışını da yaparak 7 yıl yöneticiliğini de üstlenmiştir. Bu arada, bir orman köy çocuğu olan Hikmet Yazıcı görev yaptığı süre içinde 200 binin üzerinde ağaç dikerek kampüs bölgesini adeta ormanlık bir alana çevirmeyi de başarmıştır. Önümüzdeki yılın Şubat ayında Prof. Dr. ünvanı alacak olan Hikmet Yazıcı’nın Çaycuma’daki bu büyük başarıları cezasız kalmadı ve Karabük’te büyük yangınlar devam ederken, rektör sekreterinden gelen bir telefon ile görevine son verildi.

Geçmişi başarılarla dolu ve Çaycuma’da çok sevilen Doç. Dr. Hikmet Yazıcı,” önümüzdeki yıl Prof. Dr. ünvanını aldıktan sonra zaten Karabük ya da Bartın Üniversitelerinden birini düşünüyordum. Biri doğup büyüdüğüm ilim, diğeri de mesleğime başladığım ve sevdiğim bir şehir. Ayrıca, sekreterden gelen bir telefon ile görevden alındınız sözlerini duymak beni son derece üzdü.” demekle yetiniyor.

Empatin yapın lütfen, böyle bir muameleye layık görülmek kimi üzmez ki..! Hikmet hocanın apar topar görevden alınması ile ilgili çeşitli söylentiler var. Ancak, söylenti boyutunda olduğu için fazlaca o konuya girmeyeceğiz. Ancak, çiçekçi lakaplı bir Yrd. Doçent öğretim görevlisine birkaç görev veren Sayın rektörün, Çaycuma’da da Hikmet hocadan boşalan görevi kendisine verebileceği belirtiliyor. Bu elbette üniversite yönetiminin ve Sayın rektörün takdiridir. Ziraat Mühendisi olan bu başarılı hanımefendinin Gıda Tarım Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü, Çevre Sorunları Müdürlüğü, Ahşap Kültürü ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü gibi görevlerinin yanı sıra bir de Peyzaj İşlerinden sorumlu Rektör Danışmanlığı gibi görevleri olduğu belirtiliyor.

Rektör sekreterinden gelen bir telefon ile görevinden alınan değerli hemşehrimiz Doç. Dr. Hikmet Yazıcı’nın bölgemizde halen Yüzbin dolayında Batı Karadenizli hemşehrimizin geçim kaynağı olan “Defne Yaprağı” projesi çok büyük takdir toplamıştı. Zonguldak, Bartın Organize Sanayi, Çaycuma ve Abdipaşa’da şu anda 4 ayrı fabrikada köylüler tarafından toplanan defne yaprakları ve bunlardan yapılan ürünler yurt dışına ihraç edilmektedir.

7 Nisan 2022 tarihinde Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörlüğü görevine atanan Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, zaman zaman çeşitli skandal haberler ile gündeme gelen isimlerden biri… Çeşitli yerlerden aldıkları astronomik döner sermayeler, üniversitelerin astığı astık, kestiği kestik tek yetkilisi konumunda olması birçok Rektör gibi belli ki Sayın Rektör Özölçer’de de güç zehirlenmesi yaratmışı benziyor. Geçtiğimiz haftalarda, Tıp Fakültesi mezuniyet törenine katılan Karabüklü bir dostum “Karabük’teki Rektörün bazı hal hareketlerini gündeme getiriyorsunuz. Zonguldak’ta da bir rektör var. Çok tuhaf biri” demişti. Neden böyle dediğini sorduğumda, bir yakınının mezuniyet töreni için Zonguldak’a gittiğini tören sırasında konuşan dönem birincisinin müthiş bir konuşma yaptığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ten çok büyük övgülerle söz ettiğini, ayrıca öğrenci arkadaşlarının bir talebini gündeme getiren konuşmasından rahatsız olduğunu ve tören sonunda da öğrenciyi yüzlerce öğrenci ve misafirlerin yanında azarlayıp, parmak salladığını belirtmişti. Olayın sonradan, doğru olduğu öğrencinin bir sorunu dile getirdiği için, “burası yeri mi?” diyerek parmak sallayıp azarladığının görüntüleri basında yer almıştı. Öğrenciler ve velileri tarafından yuhalanan Rektör apar topar salonu terk ederken, cübbesini de yere fırlattığı görüntülerde yer almıştı. Belli ki, Sayın Özölçer cübbesini yüzlerce kişinin önünde çıkarıp, fırlatacak kadar asabi bir tip..!

Çaycuma’da bir fakültenin sekreteri hanımefendiye, yanındaki elemanlarının yanında çok sert sözler ile azarladığı ve “senin bacaklarını ayırırım” şeklinde sözler sarfettiği de yine Zonguldak basınında günlerce yer aldı ve bildiğimiz kadarı ile Sayın rektör bu sözlerini şimdiye kadar yalanlamadı. Bir Rektör tarafından, bir hanımefendiye böyle bir söz söylendi iddiası gündeme geliyor ama bu iddiaya açıklık getirilmiyor. Demedi iseniz, “demedim” diyeceksiniz, dediyseniz o hanımefendiden “özür dileyeceksiniz.” Ama, o yok bu yok. Yapanın yanına kar kalıyor maalesef…

Bu kadar yüksek yetkilerle donatılan, döner-dönmez sermayelerden, oradan buradan yüklü paralar kazanan rektörlerde suç yok. Çiğ süt emmiş, insan evlatlarıyız. Bu kadar yetki, bu kadar para insanı azdırır, şımartır. Ne oldum delisi yapar. Çaycuma’da yıllarca büyük başarılara imza atmış Karabüklü hemşehrimiz Doç. Dr. Hikmet Yazıcı görevden alınabilir, görev değişikliği yapılabilir. Ama, şımarıklığın bu kadarı yapılmaz. Bir yere 15-20 yıl emek vermiş bir bilim adamına, başarılı bir akademisyene sekreterden haber gönderilip, “şu an itibarı ile görevden alındınız” dedirtirilmez. Bu şımarıklığın, güç zehirlenmesinin, ne oldum delisi olmanın bir sonucudur. Ayıptır, yazıktır ve günahtır. Peki, Karabüklü hemşehrimize Karabük’ten sahip çıkan olur mu diye sorarsanız. Olmaz; herkes “duymadım, görmedim, bilmiyorum” der geçer. Hatta, bazıları da “bana ne” diyerek oralı bile olmaz. Biz, Karabük ve Karabük’ün değerlerine önem veren bir gazeteci olarak konuyu gündeme getirmeyi bir borç bildik. Bir hafta, on gündür neden beklediğimizi sorarsanız, Karabük’teki yangınlar nedeniyledir. Geçmiş olsun, Hikmet hocam..! Üzülmeyin, bu günlerde geçer.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER



Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6