WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

Türkiye’nin Gururu Roketsan

Bu haber 17 Aralık 2014 - 14:52 'de eklendi ve 5.190 kez görüntülendi.

Türkiye’nin Gururu Roketsan

Ülkemizde roket ve füze tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi amacı ile 1988 yılında kurulan Roketsan, kuruluş amacını gerçekleştirmeye yönelik doğru stratijiler sayesinde görevlerini zamanında ve tam yerine getirirken, ülkemize kazandırdığı beyin gücü sayesinde teknolojiyi özümseyerek, konusunda uzman milli bir sanayi oluşturmuştur.

Savunma sanayii projelerinde devletin temel önceliği Türk Silahlı Kuvvetlerimizin (TSK) ihtiyaçlarını ülke sanayimiz ile karşılamak olmuştur. Bu öncelik doğrultusunda alınan kararlar neticesinde son dönemde, TSK ihtiyaçlarına yönelik modernizasyon projelerinin % 90’ı ülke sanayiimizin katılımı ile gerçekleştirilmiş, yurtdışından hazır alıma gidilmiş projeler maliyet bazında % 10’un altında düşmüştür. TSK ihtiyaçlarının yurtiçinden karşılanma oranı 2010 yılında % 52’lere ulaşmıştır. Yurtiçi tasarım ve üretime verilen önem ve destek sonucunda Türkiye artık ilk milli füzesini, savaş gemisini, ana muharabe tankını, korvetini üretebilir hale gelmiştir.

21Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bir kuruluşu olan Roketsan kuruluşun amaçlarını şu şekilde açıklamaktadır; “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeteneklerini sürekli en üst düzeyde tutmak ve bunu yaparken de dünyada rekabetçi olacak ürünler üretebilmektir. Bu konu ülke itibarımız acısından da en önemli hususlardandır. Türkiye bundan 8-10 sene önce yüzde 25’in altında, yerli katkı payıyla savunma ihtiyaçlarını karsılarken, şimdi bu oranın yüzde 50’nin üstünde olması sevindirici bir gelişmedir. Bu durumun ihracatla da destekleniyor olması, savunma sanayimizi daha da güçlendirmemiz anlamına gelmektedir. Çünkü, ülke kaynaklarından ziyade yurtdışı kaynakları da finansman açısından kullanmaya başlamak önemli yol katedildiğinin bir göstergesidir. Ülke bütçesinden daha az pay alarak  ülkenin savunma sanayisini daha çok geliştiriyorsunuz. Güçlü savunma sanayisi hem TSK’ne güç kazandırmakta hem de diğer ülkeler nezdinde başlı başına bir caydırıcılık unsuru olarak kabul edilmektedir.

Türkiye’nin ilk “Milli” füze sistemi CİRİT’in seri üretimi başlamıştır. Bu kapsamda TSK’lerine ilk teslimat Mayıs 2012 ayı içerisinde yapılmıştır. Tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ve yurt içinde üretilen CİRİT füzesi, Türkiye’nin ilk “Milli” taarruz helikopteri T-129 Atak platformunun ana silahlarından birisidir.

 

Gerek güdümlü füzeler, gerek tanksavarlar, gerekse hava sistemleri üst düzey teknoloji gerektiren çok zor işlerdir. Bunların altından kalkabilmek esasında başka nelerin de altından kalkabileceğimizi, belki de kalkmakta olduğumuzu gösteren şeylerdir.

 

  1. yılını gururla kutlayan Roketsan, savunma sanayimizdeki hızlı ilerleyişe paralel olarak, az zamanda hızla ilerlemiş ve önemli gelişmeler kaydetmiştir. Modern silah ve teçhizata sahip olma hedefiyle, silah sistemi teknolojilerindeki gelişmeleri yakından izleyerek ihtiyaçlarını ve önceliklerini belirlemekte olan TSK, günümüz harplerinin en önemli silahlarından biri haline gelen modern roket ve füze sistemlerinin yurt içinde üretilmesini güçlü biçimde desteklemektedir. TSK’nın bu politikası, Roketsan’a stratejik bir önem kazandırmaktadır. Dört ayrı yerleşkede, 75.000 m²’si kapalı alan olmak üzere toplam 2.000.000 m² alan üzerinde tesis edilmiş 120 adet binada, başarıya odaklanmış 1.850 uzman personeliyle faaliyetlerine devam eden çok güçlü bir savunma sanayi kuruluşu haline gelmiştir.

 

Roketsan, Türkiye’den aldığı destekle, ürettiği roket-füze sistemleri ve diğer ürünleriyle ülke savunmasına hizmet etmeyi, yurt içi teknolojik alt yapıya katkıda bulunmayı ve birlikte çalıştığı alt yükleniciler ile iş ortaklarının gelişimini başlıca görevleri kabul ederek çalışmalarına gittikçe artan hızla ve gururla devam etmektedir. Yurtiçi geliştirme ve üretim çalışmalarının yanında ağırlıklı olarak Orta Doğu Bölgesinde ürün, tasarım ve hizmet kalitesini müşterilerine ispatlamış bulunan Roketsan, Amerika kıtasından Uzak Doğu’ya, Güney Afrika’dan Kuzey Avrupa’ya kadar birçok bölgede de pazar geliştirme faaliyetlerini de yoğun biçimde sürdürmektedir. Savunma dünyasında lider şirketler arasında marka haline gelmekte olan Roketsan’ın hedefi yakın gelecekte satış hacmi ve füze teknolojileri ile dünya pazarına yön veren ilk 50 firma arasında yer almaktır.Roket ve füzelerde kullanılan  malzeme ve  teknolojilerin ülkeler arasındaki alışverişi dünya genelinde sıkı biçimde  takip edimekte ve çok katı kısıtlama ve engellemelere tabi tutulmaktadır. Bu durum Türkiye’nin bir çok teknolojide kendi kendine yeterli olmasını gerektirmektedir. Amaçlanan milli yapılanma, Türkiye’nin roket ve füze alanında merkez olma görevini üstlenmiş şirketimiz koordinasyonunda hayata geçirilmektedir ki bu vazife Roketsan’a stratejik bir önem kazandırmaktadır. 221988 yılında 25 kişilik çekirdek kadrosuyla faaliyetine başlayan Roketsan, kuruluşunun 10.uncu yılı sonunda 550 kişilik kadroya ulaşmış, sayısı ve kapsamı gittikçe artan projelerin yarattığı ihtiyaç neticesinde personel sayısı bugün itibariyle % 51’i mühendis olmak üzere 1.800 kişiyi aşmıştır.

Kuruluşundan bugüne kadar geçen sürede Roketsan, gerçekleştirdiği tasarım ve teknoloji geliştirme projeleri, ürün geliştirme, üretim ve anahtar teslim tesis kurma programları ile; fırlatma platformu ve komuta üniteleri de dahil olmak üzere roket ve güdümlü füze sistemlerini ihtiyaçlar doğrultusunda milli olarak tasarlama, üretme, platforma entegre etme, kullanıcı personeli eğitme,  teslim ettiği sistemlere satış sonrası  destek hizmeti sağlama, roket ve füzelerin ömür durum tespitini yapma, depolama ömrünü doldurmuş mühimmatı usulüne uygun biçimde imha etme gibi roket ve füze sistemlerinin ömür devrini tümüyle kapsayan işleri uluslararası standartlara uygun biçimde icra edebilecek çok kritik yetenekler kazanmıştır.

 

Sahip olduğu güçlü altyapı ve teknolojik yetenekler, paydaşları nezdinde yarattığı güven duygusu, doğru pazar geliştirme gayretleri sayesinde geleceğe güven ve umutla bakan Roketsan, Türkiye’nin gurur duyduğu ilklere imza atan bir teknoloji üssü olmaya hak kazanmıştır.

 

Dünyaya yön veren teknolojilerin onemli bir bolumu, yogun Ar-Ge faaliyetleri iceren savunma ve uzay teknolojilerine dayanmaktadır. Savunma sanayi sektöründe sahip olunan bu altyapının ihtiyac duyulan diger alanlarda da kullanilabilirligi mümkündür.

 

Roketsan, çalıştığı alan itibari ile yurtdışından yaptığı tedarik faaliyetinde uluslararası  kısıtlamalardan en çok etkilenen savunma sanayi kuruluşudur. Bu kısıtlamaların üretim ve tasarım süreçlerimizde oluşturabileceği olumsuz etkilerinin azaltılması ve önlenmesi için sanayi, üniversite veya araştırma kurumlarındaki imkan ve yeteneklerin en üst seviyede kullanımının gözetilmesi, Roketsan’ın kurulduğu günden bu yana en önemli stratejilerinden  biri olmuştur.

 

Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’mız tarafından 5746 sayılı kanun çerçevesinde uygulamaya konulmuş Ar-Ge Merkezlerine yönelik uygulamalar ile birlikte, Roketsan 2009 yılından bu yana iki Ar-Ge Merkezi ile tescillenmiştir. Yönetim Kurulumuz tarafından sağlanan özkaynaklar ile Ar-Ge çalışmalarımızın kapsamı da son dönemde  artış kaydetmiştir. Savunma projeleri özellikle; takvim ve maliyet taahhütlerinin getirdiği kısıtlamalar, proje-sistem mühendisliği ve kalite yönetim ilkeleri, kalifikasyon istekleri, kabul ve muayene usulleri açılarından sivil projelere göre ayırt edici özellikler taşımaktadır. Bu durum, çoğu kez isim yapmış üniversitelerin bile savunma projelerine katılımı açısından bazı güçlükler getirebilmektedir. Öte yandan savunma projelerinin ihtiyaç duyduğu birçok alanda, çeşitli üniversitelerde laboratuvar imkanları ve değerli beyinler mevcuttur. Sözkonusu altyapı ve/veya bilgi birikiminin bazı isim yapmamış üniversitelerde de bulunduğu bilinmektedir. Ancak üniversite çalışmalarının, birden çok uzmanın oluşturduğu ekipler yerine genellikle tek tek bireyler tarafından yürütüldüğü, bunun da yıllarca süren savunma Ar-Ge faaliyetinin sürekliliğinin ve başarısının sağlanması açısından risk oluşturduğu görülmektedir.

Bu değerlendirmeler ışığında üniversitelerin, genel olarak, sistem geliştirme projeleri yerine teknoloji geliştirme, altyapı hazırlama projelerinde görev almasının ya da yürüyen sistem geliştirme projelerince finanse edilmek üzere bir sonraki sistem geliştirme projesine yönelik altyapı yetenek geliştirme çalışması yürütmesinin uygun olacağını düşünüyorum. Anılan çalışmalara sadece isim yapmış üniversitelerin değil ilgili tüm üniversitelerin katılımının sağlanması için ise Proje Yönetim Makamları’nca üniversitelerin kendi aralarında iş ortaklığı tesis etmelerinin teşvik edilmesi faydalı olacaktır.

Şirketimiz bugüne kadar üniversite ve araştırma kuruluşlarımız ile çok fazla sayıda ortak çalışma yürütmüştür. Yürütülen örnek çalışmalardan bazıları; Uludağ Üniversitesi, TOBB ETÜ, ODTÜ, Osmangazi Üniversitesi ile birlikte çeşitli  RAMJET sevk sistemi teknolojileri, Cirit Projesi kapsamında TÜBİTAK BİLGEM ile milli lazer arayıcı başlık geliştirilmesi, Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi Projesi kapsamında ODTÜ Havacılık ve Uzay Müh. Bölümü ile birlikte otopilot algoritmalarının geliştirilmesi, ALTAY Projesi kapsamında Anadolu Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İTÜ, Atılım Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi ile birlike zırh malzeme ve teknolojileri alanında tanımlanmış 5 ayrı çalışma, çeşitli projelerimizin ihtiyaçları doğrultusunda ODTÜ Makina Müh. Bölümü ile birlikte elastomer titreşim takozlarının tasarımı, NANOKAP Projesi kapsamında Bilkent Kimya Bölümü ve Atatürk Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü ile birlikte nano yapılı kaplamaların geliştirilmesi (Roketsan, SSM MÜKNET temsilcisidir), roket katı yakıtlarında kullanılan ve tedariğinde sıkıntı yaşanan çeşitli yakıt kimyasal malzemelerinin sentezlenmesi ve pilot ölçekli altyapılarının oluşturulması çalışmalarımız kapsamında Ankara Üniversitesi, ODTÜ ve İTÜ Kimya Bölümleri ile çok sayıda malzeme sentezleme çalışmasıdır.”

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.