Karabük Üniversitesi Senatosu 34. Osmanlı Sultanı 2. Abdulhamit Han’a “Onursal Doktora” töreni düzenledi. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal, yaklaşık iki haftadan bu yana “Önümüzdeki günlerde üniversitemizde bir tören düzenleyeceğiz. Bırakın Karabük’ü bütün ülkede geniş yankı uyandıracak” diyordu. Gerçekten de öyle oldu. Olumlu, olumsuz büyük yankılar uyandırdı. Gazetelerde, internet sitelerinde, televizyonlarda boy boy haber oldu. Hatta Haber Türk kanalında Murat Bardakçı’nın hazırlayıp sunduğu Tarihin Arka Köşesi programında da uzun süre bu konudan bahsedildi. 2. Abdulhamit Han’a onursal doktora verilmesi tartışıldı, tartışmadan ziyade eleştiri bombardımanına dönüştürüldü.
Vefat etmiş kişilere Fahri Doktora ya da Onursal doktora verilip verilmediğini doğrusu bilmiyoruz. İnternette geniş bir biçimde araştırdık bir sonuca da ulaşamadık. Ancak, telefonda görüştüğümüz Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal, 2. Abdulhamit adına Hanedanın en yaşlı üyesi Harun Osmanoğlu’na verilen Onursal Doktora’nın tamamen YÖK yönetmelik ve yönergelerine uygun olduğunu bu konuda gerekli araştırmaların yapıldığını ve ardından böyle bir törenin düzenlendiğini belirtti.
Vefat etmiş kişilere onursal doktora verilir mi, verilmez mi bilemeyiz. Ama, Karabük Üniversitesi 2. Abdulhamit’e “Doğu ve Batı Medeniyetlerini buluşturan Hicaz Demiryolu’na katkılarından dolayı Raylı Sistemler Mühendisliği bölümünün teklifi ve üniversite senatosunun onayı ile Onursal Doktora Ünvanı vermiş ve bunu da bir törenle Hamedanın ülkemizde yaşayan en yaşlı üyesi Harun Osmanoğlu’na takdim etmiştir. Üniversitemiz bunu yaparken elbette gelecek olumlu, olumsuz tepkileri düşünmüştür.
Bugün internet sitelerine girdiğimizde bu konu ile ilgili yüzlerce habere rastladık. Olumlu haberlerin yanı sıra eleştiri haberleri ve proğramlarını da izledik. Haber Türk kanalında Murat Bardakçı’nın tarihin arka köşesi programında oldukça uzun süre 2. Abdulhamit adına Harun Osmanoğlu’na takdim edilen Onursal Doktora’nın yaklaşık 20-25 dakika ti’ye alındığını gözlemledik. Bir gazeteci olarak eleştiri hakkını elbette savunuyoruz. Hele hele Murat Bardakçı gibi üstad bir tarihçi-gazetecinin ortaya koyduğu eleştirileri dikkate almak durumundayız. Ancak, konunun sulandırılması ve ti’ye alınması, “üniversiteleri bir deslik ve yemekhaneden ibaret sananlar” bölümüne karşı bizim de buradan söyleyecek bazı sözlerimiz olmalı diye düşünüyoruz. Sırça köşklerinden ahkam kesenlerin, Anadolu’da neler olup bittiğini bizzat Anadolu’yu gezerek görmelerini öneriyoruz. Çok sevdiğimiz, proğramlarını ilgi ile izlediğimiz ve yazılarını severek okuduğumuz, bilgi sahibi olduğumuz Sayın Murat Bardakçı ve programındaki diğer konukların Karabük’e gelerek 5 yılda Karabük Üniversitesi nereden nereye gelmiş görmelerini arzu ederiz doğrusu.. Eleştiri yapmak kolaydır. Hele hele ilginç bir konuyu bulup, ….. da boncuk bulmuş gibi sürekli debertlemek de keyifli bir iştir. Ancak, madalyonun bir de öteki yüzüne bakılması ve Karabük’te 5 yıl gibi kısa bir sürede elde edilen başarıları bir kalemde silmek yerine, bu başarı öyküsünü yerinde dinlemelerini ve Karabük Üniversitesi mucizesini görmelerini arzu ederiz. Günümüzde iletişim öylesine güçlü hale geldi ki, bu yazımız öyle ya da böyle Sayın Murat Bardakçı’ya ulaşacaktır. Tüm içtenliğimiz ve Karabük insanının misafirperverliği ile biz kendilerini Karabük’ümüze ve Karabük Üniversitemize davet etmek, Karabük Üniversitesi mucizesini görmelerini istiyoruz.
ELBETTE TANITIM… ELBETTE REKLAM…
Karabük Üniversitesi 2. Abdulhamit’e Onursal Doktora ünvanını verirken, bir yandan geçmişimize saygısını ortaya koyarken, bir yandan da elbette Üniversitenin tanıtımını, reklamını yapmıştır. Karabük Üniversitesi’ndeki Raylı Sistemler Mühendisliği Bölümü’nün varlığı duyurulmuştur. Türk ve Dünya Üniversitelerinde verilen fahri doktora ünvanlarında tanıtım ve reklam amacı olmamış mıdır? Devlet başkanlarına, başbakanlara, ülkelerin tanınmış zengin işadamlarına bu ünvanlar verilmemiş midir? Dünya’da ve ülkemizde şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bu ve benzeri Fahri Doktoralar verilecektir. Bu ünvana kimileri gerçekten layık olacak, kimileri layık olmadan alacaklardır.
Bizim bu onursal doktora ünvanı olayında tek takıldığımız konu, Vefat etmiş insanlara böyle bir ünvanın verilip verilemeyeceği konusudur. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal “Arıştırdık, YÖK yönetmelik ve yönergelerine uygun” dediğine göre ortada bir sorun göremiyoruz.
Eleştirilebilir mi, elbette eleştirilir. Ama, eleştirirken de eleştiri sınırlarının çok ötesine geçmek, ti’ye almak, aşağılamak, üniversiteleri bir yemekhane ile derslikten ibaret sananlar diyerek 5 yılda Karabük’te bir mucize yaratan ekibi aşağılamak kimseye bir yarar sağlamayacağı gibi yıllardır kendilerine karşı oluşmuş bir sevginin ve sempatinin de yitirilmesine neden olabilir.
Az önce telefonla görüştüğümüz Karabük Üniversitesi rektörümüzün sesini ilk defa neşesiz, üzgün histettik. Elbette, ülke genelinde yayın yapan bir kanalın ve çeşitli gazetelerle, köşe yazarlarının ağır sayılabilecek eleştirilerine hatta eleştirilerin de ötesinde adeta hakarete uğramak kolay değildir. Karabük insanı şimdiye kadar üniversitesine nasıl sahip çıkmışsa, gün şimdi de üniversitemize ve yöneticilerine sahip çıkma günüdür. Bin tane doğru yaparken, belki yanlış algılamalara neden olunabilecek bir faaliyette yapılmış olabilir ama hiç kimse, makamı, ünvanı, şanı şöhreti ne olursa olsun Karabük Üniversitesini ve 5 yıldan bu üniversiteyi zirveden zirveye taşıyan yöneticilerini akılları sıra ti’ye almaya, hakaret etmeye hakkı yoktur ve olmamalıdır.
aynen katılıyorum rektörü tebrik ediyorum