Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi, Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Bilim Doktoru, Doç. Dr. Ahmet Taylan Çebi 8 Şubat Uluslararası Epilepsi Günü dolayısı ile epilepsinin ağız ve diş sağlığıyla ilgili bağından yola çıkarak bir yazı yayımladı. Çebi yazısında şu ifedelere yer verdi;
“Epilepsi, beyindeki sinir hücrelerinin olağan dışı bir elekro-kimyasal boşalma gerçekleştirmesi neticesinde ortaya çıkan nörolojik bozukluk ve hastalıktır. Genellikle geçici bilinç kaybına sebebiyet verir. Epileptik nöbet, beyindeki hücrelerin kontrol dışı, ani, aşırı ve anormal deşarjlarına bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur. Epilepsi, halk arasında “Sar’a hastalığı” olarak bilinir. Kısaca; epileptik nöbet, beynin kuvvetli ve ani elektriksel boşalımı ile meydana gelen kısa süreli ve geçici bir durumdur. Epilepsi hastalığı, tüm dünyada hiçbir etnik fark, cinsiyet ayırımı ve yaş sınırı tanımadan yaygın bir şekilde görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarına göre gelişmiş ülkeler için ortalama epilepsi görülme sıklığının 6/1000 olduğu ve gelişmekte olan ülkelerde bu oranın ortalama 18.5/1000 olduğu bildirilmiştir. Dünyada yaklaşık 65 milyon epilepsi hastası olduğu tahmin edilmektedir ve bu sayıya her yıl yaklaşık 2,4 milyon yeni epilepsi hastası eklenmektedir. Ülkemizde de tanı koyulmuş epilepsi hastası sayısı 750 bin civarındadır.
Epilepsi hastalığı hiçbir neden olmadan ortaya çıkabildiği gibi, beyin ve beyin zarlarını etkileyen enfeksiyonlar, kaza ve travmalar, kanamalar, damar hastalıkları, beslenme bozuklukları, metabolik hastalıklar ve genetik bazı hastalıklarla da ortaya çıkabilmektedir. Epilepsi, bulaşıcı bir hastalık değildir. Epilepsi hastalığına sahip kişinin hastalığının başkaları tarafından bilinmemesi için bir neden yoktur. Epilepsili bireyin akrabalarının, yakın arkadaşlarının, iş arkadaşlarının, öğretmeninin, diş hekiminin, sosyal çevresinin kişinin hastalığı hakkında bilgi sahibi olması, bireyin sağlık ve sosyal yaşantı açısından daha güvende olmasını sağlar. Epileptik kişiler, nöbetleri iyi kontrol edildiğinde, sosyal ve ekonomik hayatında toplum içerisinde aktif bir birey olarak rahatlıkla rol alabilir.
Epilepsiye diş hekimliği açısından bakacak olursak;
Epileptik hastaların diş tedavilerinin ancak ve ancak genel anestezi altında yapılabilir algısı kesinlikle geçersizdir. Nöbetleri ve genel sağlık durumu kontrol altındaki hastaların rutin diş tedavileri lokal anestezi altında ve diş polikliniklerinde yapılabilir. Dental tedaviler öncesi; epilepsi nöbet sıklığı, hastanın son nöbet tarihi, nöbetler sırasında hastanın bilinci ve solunum durumu, nöbetleri tetikleyen faktörler vb gibi anamnez bilgileri detaylı alınmalıdır. Ailelerin ise bu sorulara doğru ve açıklayıcı cevaplar vermeleri biz diş hekimleri açısından son derece önemlidir. Ayrıca epilepsi hastalarında kullanılan fenitoin, karbamazepin, sodyum valproat etken maddeli ilaçlar hastalarda diş eti büyümeleri, ağız kuruluğu, ağız içerisinde ülserler, glossit (dil itihabı), stomatitis (ağız içerisinde yangı) yapabilir. Ailelerin olası bu durumlar hakkında bilgi sahibi olmaları ve herhangi bir ağız ve diş sağlığı ile ilgili problem olmasa dahi 6 ayda bir diş hekimi ziyareti yapmaları gerekmektedir.
Epilepsi hastalarında biz diş hekimlerinin önerdiği ve kullandığı klinik metod ise; Birey Odaklı Tedaviler’dir. Yani; düzenli diş hekimi muayeneleri, iyi bir ağız hijyeni, sağlıklı beslenme, enfeksiyonlara karşı alınan tedbirler doğrultusunda ‘Koruyucu Tedaviler’, patolojik bir durum ve diş hastalıkları doğrultusunda ise hasta koruyucu bazlı olarak yapılan ‘Restoratif-Protetik-Cerrahi Tedaviler’dir.
Tekrar vurgulamak isterim ki;
Ayrıntılı bir anamnez ve iyi bir diş muayenesinden sonra çoğu epilepsi hastası nitelikli bir dental tedavi ve koruyucu tedavi hizmetini kolaylıkla alabilmektedir. Unutmayalım ki epilepsi tedavi edilebilen bir hastalıktır, epileptik nöbetlerin sosyal hayatınızı etkilemesine izin vermeyin. Gelin, Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak, ağız ve diş sağlığınızı emanet almamıza izin verin.”