WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

La Diva Turca Leyla Gencer Safranbolu Müzik Festivali

Bu haber 04 Şubat 2021 - 22:27 'de eklendi ve 20.867 kez görüntülendi.

Safranbolu’nun Yörük Köyü meydanında, bir kadın büstü dikkati çeker. Kaidesinde, Leyla Gencer yazar ve kısa hayat öyküsü anlatılır. Burada bulunmasının nedeni, hemen büstün arkasında bulunan “Çeyrekgil Evi”nin Leyla Gencer’in atalarını ait olmasıdır.

Çeyrekgil Ailesinin’nin bir bölümü, 1900’lı yılların başlarında İstanbul’a göç etmişler, burada çeşitli iş kollarında faaliyet göstermişlerdi. Çeyrekgil’lerden Hasanzade İbrahim beyde İstanbul Çubuklu’da çifitçilik, balıkçılık, taşımacılık gibi işlerin yanı sıra Çubuklu suyu ve Lale Sineması’nın işletmeciliği gibi işler yapıyordu. Leyla Gencer’de İstanbul Çubuklu’da varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Annesi Polonyalı Katolik bir ailenin kızı olan Alexandra Angela Minakovska’dır. Annesinin, İbrahim bey ile evlendikten sonra Müslüman olduğu ve Atiye ismini aldığı çeşitli kaynaklarda ifade edilmektedir. Nitekim, ilerleyen yıllarda kendisi ile yapılan çeşitli röportajlarda da Leyla Gencer, Türk ve Müslüman bir ailenin kızı olduğunu defalarca vurgulamıştır. Hatta, başta İtalya olmak üzere bir çok ülkeden kendisine, vatandaşları olma teklifi geldiğinde “Bir insanın bir vatanı olur, o insanda o vatanın vatandaşıdır. Ben Safranbolulu Türk ve Müslüman bir ailenin kızıyım. Türk vatandaşı olarak doğdum, Türk vatandaşı olarak ölürüm.” demiştir.

Bunları şunun için yazıyorum. Sanat ve sanatçı düşmanı kimi çevreler, uzun yıllardan bu yana Leyla Gencer’i “Türk değildi, Müslüman değildi.” diyerek akılları sıra dışlamaya çalışmaktadır. 1950’li yılların başında İstanbul ve Ankara’da sanat hayatına başlayan Leyla Gencer, Türkiye ile İtalya arasında 1953 yılında imzalanan kültür anlaşması çerçevesinde İtalya’ya gitme fırsatı yakalamış ve orada bir radyoda gösterdiği canlı performans ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Radyo yetkililerinin, önerisi üzerine ilk kez İtalya’da Roma’da San Carlo operasında sahneye çıkmıştır. San Carlo operasına girdiğinde muhteşem ortamından adeta büyülenen Leyla Gencer, “Burada bana asla opera söyletmezler” diye düşünmüştü. Ancak, tam tersi oldu. Leyla Gencer büyülü sesi ile salonda bulunanları etkilemiş, ayakta alkışlanmıştı. Opera’nın sahibi 5 gün sonra başka bir sahne önermiş, küçücük otel odasında 5 gün çalışarak bu sınavından da başarı ile çıkmıştı. Artık, Leyla Gencer başta İtalya olmak üzere, Avrupa ve Dünya basınında adından sıkça söz ettirmeye başlamış. Çocukluk hayali olan Dünyanın en ünlü sahnelerinden biri olan La Scala’ya her geçen gün bir adım daha yaklaşmıştı. İtalya’nın çeşitli şehirleri, Avrupa şehirlerinden sonra Amerika’dan da teklifler almış, Amerika’da da büyülü sesi ile başarıdan başarıya koşmuştu.

Leyla Gencer’in başarılarla dolu muhteşem hayat hikayesine her yerden ulaşmak mümkün. Konunun Safranbolumuzu ve ülkemizi ilgilendiren bölümüne gelmek istiyorum. Dünyanın çeşitli ülkelerinde, metropol şehirlerinde ve Safranbolu gibi küçükte olsa, özelliği olan yerlerde çeşitli festivaller düzenlenir. Dünkü yazımızda da belirttiğim gibi, Hollanda’nın Maastricht şehrinde Dünyaca ünlü kemancı Andre Rieu şehrinde müzik geceleri başlatmış. İlk etapta kasabalılar, ne olup bittiğinin farkına bile varamamışlar. Ancak, kısa sürede bu konserler büyük ilgi görmüş, her yıl tekrarlanan bir gelenek haline gelmiştir. Kasaba bu sayesinde ciddi gelirler elde ettiği gibi, adını da sanatsal anlamda Dünyaya duyurma fırsatı bulmuş.

Leyla Gencer’in 20. Yüzyılın en büyük Sopranolarından biri olduğu tartışmasız bir gerçektir. Başta İtalya olmak üzere bütün dünya Leyla Gencer’in bu başarısının hakkını vermiş ve Dünya tarihine “La Diva Turca” (Türk Divası) olarak geçmiştir. Sanat Dünyası için böylesine önemli bir isim Safranbolu Yörük Köyü kökenlidir, yani hemşehrimizdir. Halen, “Çeyrekgil Evi” olarak Yörük Köyü Meydanı’nda dimdik ayakta duran evin hemen önündeki büst Leyla Gencer’e aittir.
Safranbolu’da Leyla Gencer adına düzenlenecek “Uluslararası La Diva Turca Leyla Gencer Müzik Festivali” kesinlikle büyük ilgi görür. İlk birkaç yıl belki sönük geçebilir. Ancak, ilerleyen yıllarda bu dev organizasyon hem bölgemiz, hem de ülkemiz için hem turizm geliri getirecek, daha da önemlisi Sanat Dünyası içinde bölgemiz ve ülkemiz büyük prestij sağlayacaktır. Daha da önemlisi, Leyla Gencer gibi sanat dünyasının bir dev çınarının; atalarının topraklarında böylesine bir festivalin düzenlenmesi onun manevi ruhuna büyük bir vefa olacaktır. Dün yazdığım yazıda okul arkadaşım, dostum Gazeteci-Yazar Doğan Satmış tarafından bu öneri hem yazdığı kendi köşe yazısı ile gündeme taşınmış, hem de bizzat Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse’yi ziyaret ederek bu konudaki düşüncesini aktarmıştır. Doğan Satmış, görüşme sonunda “Sayın Başkan Leyla Gencer ile ilgili bir müzik festivali önerimi çok sıcak karşıladı. Kendileri, Leyla Gencer’e çok büyük saygı duyduğunu, hayat hikayesini okuduğunda çok etkilendiğini bana anlattı. Bir süreden bu yana ‘Leyla Gencer ile ilgili Safranbolu’da neler yapılabilir?’ diye bir düşünce içinde olduğunu da ifade etti. Ben de, Kültür Bakanlığı başta olmak üzere kamu-özel sektörden çeşitli paydaşlar ile bu dev organizasyonun gerçekleşebileceğini kendilerine ifade etme fırsatı buldum.” dedi. Belediye Başkanı Elif Köse’de ziyareti BRTV mikrofonlarına değerlendirirken, Gazeteci-Yazar Doğan Satmış’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ve Leyla Gencer ile ilgili önerisini çok önemsediklerini vurguladı.

Dün kaleme aldığımız yazıda, Safranbolu Altın Safran Belgesel Film Festivali’nin nasıl doğduğunu anlatmıştık. Dileriz, ilerleyen yıllarda da ya biz, ya da bizden sonraki nesiller “Safranbolu La Diva Turca Leyla Gencer Müzik Festivali”nin hikayesini anlatırlar. Unutmayalım ki, çok büyük eserler bile önce düşünce ile başlar, ardından da hayata geçer. Gazeteci-Yazar dostum Doğan Satmış’ın “Türkiye Tarihini Değiştiren 110 Kadın” kitabındaki kadınları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftası için BRTV’de özel olarak yayınlanacak bir programa anlatmak için bölgemize gelmesi belki de gelecek yıllarda Dünya çapında büyük ses getirecek, büyük bir organizasyonun doğmasına neden olacaktır. Bu konu, başlı başına Safranbolu’yu, Karabük’ü aşabilir. Ama, İstanbul ve Ankara Belediyelerimiz, Kültür Bakanlığımız ve ülkemizin önde gelen kamu-özel sektörünün de katkıları ile kesinlikle başarılabilir. Biz hayalini kuralım, fikri ortaya atalım. Hayal kurmak başlangıç demektir.

Mehmet Çetinkaya
Mehmet Çetinkayamehmet@brtv.com.tr
Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunudur. Gazeteciliğe Karabük'te Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi'nde başlamıştır. 29 Mart 1996 tarihinde BRTV ile televizyon ve radyo yayıncılığına sektörüne girdi. 18 yıla yakın karasal yayıncılığın ardından; BRTV yayınları günümüzde milli uydumuz Türksat'ın kapsama alanındaki 70 dolayında ülkeden izlenmektedir. BRTV bölgemizin Dünya ya açılan penceresi olarak bilinirken, Mehmet Çetinkaya'da çeyrek asırdan bu yana Dünyayı gezmekte ve gittiği ülkeler ile ilgili yayınladığı gezi notları ile tanınmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.