Kardemir Karabükspor Başkanı Mustafa Yolbulan, başkanlığa seçildikden sonra neler yaptıklarını, hedeflerini açıklarken, 2013 yılını değerlendirdi.

Mustafa Yolbulan, BRTV Spor Müdürü Cengiz Topuz’un sorularını yanıtladı. İşte o röportaj:

Başkanım yönetime geldiğiniz günden bu yana kulüp içersinde müthiş bir değişim yaşanıyor, neler yaptınız desem.
2013-2014 sezonuna iyi bir başlangıç yaptık ama tabi bunun bir evveliyatı var. Biz göreve geleli 5 ay oldu. Geldiğimizde çok sıkıntılı kongre süreçlerinden sonra göreve geldik. Kulübün gerek mali anlamda, gerekse idari  anlamda  sıkıntıları olduğu zaten komuoyunda konuşulan, paylaşılan şeylerdi ama bu tip işlerde işin içine girmeden neyin ne olduğunu anlamak tam olarak mümkün olmuyor. Biz göreve geldiğimiz günün ilk bir, iki ayında nerde ne var, ne oluyor kulüp mali anlam da, organizasyon anlamın da, idari anlamda ne gibi eksiklikler var bunların tespiti ile geçti. Öncelikle şunu anladık ki, organizasyon yapısı anlamında çok ciddi sıkıntılar var. Kimin neyden ne kadar sorumlu olduğu, satın almaların, bir takım personel hareketlerinin neye göre yapıldığı kısacası A dan Z’ye bir düzensizlik olduğu ortaya çıktı. Öncelikle yapıyı düzeltmek gerektiğini kanısına vardık. Biraz profesyonel çalışmak için mali ve idari anlamda kulübün başına bir genel koordinatör getirdik. Buna CEO diyebilirsiniz, genel müdür diyebilirsiniz. Adının ne olduğu önemli değil. Bizim adımıza, yönetim adına her türlü tasarrufu yönetimi bilgilendirmek, onayını almak kaydıyla Hakan Ayvaz beye teslim ettik ve bir organizasyon hareketine giriştik. Kulüpte hangi personeller lüzumsuz, işini layıkıyla yapanlar kimler, kimler değil, bunları belirledik ve yeniden organize olduk. Gördük ki genelde harcama kalemleri anlamında bir başı boşluk var. Burada kötü niyet vardır, yoktur öyle bir şey söylemek istemiyorum ama biraz savurgan bir yapı olmuş. Sağolsun  Emenike‘nin de 18×500 bin EURO’luk senetlerinden sağlanan finansal rahatlık her anlamda bir rahatlığa sebep olmuş. Hiçbir idari tedbir alınmadan, hiçbir geliştirme, iyileştirme, güzelleştirme yapılmadan nasıl olsa para var şunu alalım, bunu yapalım, bunu edelim denilmiş. Ama hiçbir fizibilite çalışması yok, doğrumu, değimli neyi nasıl yapılıyor, kaça alınıyor, nerden alınıyor bunlara pek dikkat edilmemiş. İlk yaptığımız iş kulübün gelir, gider dengesini düzeltmek oldu. Çünkü kulübün gelirleri belli. Ne yaparsanız yapın yayın havuzundan aldığınız para belli, sponsordan aldığınız para belli, bu geliri artırsanız, artırsanız yüzde on artırırsınız. Kimse kalkıp da Karabükspor’a 10 milyon liralık, 20 milyonluk sponsor katkısı veremez. Kardemir’in verdiği sponsorluk var, işte binde birlerden satışlardan gelen para var. Bunun dışında da ana gelir tabi ki yayıncı kuruluştan gelen para. Burada önemli olan giderleri kontrol edebilmekti. Biz lüzumsuz gider kalemlerini ortadan çıkardık, bu konuda ciddi bir disiplin getirdik. Tolunay hocamızın ilk etapta söylediği bir konu vardı; Metin Türker Tesisleri bizim mahrem yerimiz olmalı diye. Burada teknik kadro ve futbolcular dışında kimse olmamalı. Bizim tesislerde coğrafi yapı itibarıyla sıkıntılı bir bölgede, sokağın ortasında. Kapıdan dışarıya adımınızı attığınız da trafiğin içinde, insanların içindesiniz. Buna mümkün olduğu kadar kısa vadede çözüm neydi, işte kapının yerini değiştirdik, bir kere mümkün olduğu kadar orayı daha korunaklı, nizamiyeli bir yer haline getirdik ve muhasebe ve idari personeli çıkarttık. Böylece metin Türker Tesisleri’ni Tolunay hocamıza teslim ettik. Daha sonra da biliyorsunuz alt tarafdaki antrenman sahasının yanındaki bina uygun hale gelince kulübü de oraya taşıdık. Böylece biraz da dışardan bakıldığında daha kulübe benzer yapıya kavuştuk ama herkezin bildiği bir gerçek var Karabükspor ile ilgili çok ciddi bir tesis problemi var. Bu yaptığımız geçici bir çözümdü. Nihai çözüm Karabükspor’a doğru dürüst bir yer kazandırmak. Bunun ile ilgili de valimiz ile temasa geçtik. Valimiz de bize bölgedeki uygun arazileri tespit ederek bunlardan hangilerini tahsis ettirebilir noktasında bize çok yardımcı oldular. Hamzalar civarında 100 dönümlük bir arazi tespit edildi. Bunun ile ilgili çalışmalar yapıldı. Yazışmalar, izinler gibi. Bürokratik işlemler zaman alıyor. Aylar sürdü. Ama belli bir noktaya geldi. En son aldığımız bilgi de şuanda tahsis başbakanlıkda müsteşarlıkda son imzayı bekliyor. O araziyi eğer Karabükspor’a kazandırabilirsek bence en hayırlı işi yapmış oluruz. Sportif başarı filan, tabii ki onlarda önemli ama onlar bugün var yarın yok. Ama bu tesis her zaman hangi yönetim gelirse gelsin hangi futbolcular gelirse, gitsin önemli olan Karabükspor’a ciddi bir yer kazandırmak. Burayla ilgili bir takım projelerimiz var. Ama bu önce imzadan çıksın Karabükspor’un kontrolüne geçsin daha sonra orada yapacaklarımız konusun da daha sonra konuşuruz inşallah.

Mustafa bey harcamalar konusunda har vurup harman savrulmuş dediniz. O dönem bunları göremediniz mi?
Cengiz bey dışardan görmeniz mümkün değil. İçine girmek, yaşamak, evraklara, muhasebeye hakim olmak lazım. Bundan önceki yönetimde de arkadaşlarımız, dostlarımız vardı. Fakat o dönem arkadaşlarımın da işin kontrolünü ellerine geçirdiklerini söyleyemem. Maalesef ora da bir kişiye teslim olunmuş o kişin de kim olduğunu her kes biliyor. O da her şeyi kendi organizasyonu içinde almış, vermiş evrak noktasına getirmiş. Yönetimi de kendi vermek istediği bilgileri vermiş. Şimdi yönetim kurulu kendisi, bizzat tek tek incelemese kendisine anlatılan ile yetinir. Maalesef öyle olmuş. Bu çok fazla konuşup da hiç kimseyi sıkıntıya sokmayı istemem. Gelmiş, geçmiş bir konudur ama çok ciddi bir başı, boşluk olduğu o dönemde mali anlamda, muhasebe anlamında zaten hemen, hemen herkesin bildiği bir konu. Biz musluğu kapattık. O musluk sonuna kadar açık akmadığı sürece Karabükspor yaşar. O sistem devam etseydi Karabükspor’un geleceği de olmazdı.

Çok sıkıntılı bir süreç sonrası yönetime geldiniz. Bugün gelinen noktada her şeye rağmen önemli bir başarı var.
Evet transfer anlamında geciktiğimiz bir dönemde göreve geldik. Yalnış hatırlamıyorsam 22 Temmuz’du. Çok fazla zaman yoktu. Kulübün mali durumunu, para durumunu tam olarak neyimiz var, neyimiz yok bunu görüp ona göre transfer yapana kadar biraz zaman kaybettik işin doğrusu. Tam istediğimiz transferleri yapamadık ve gördüğünüz gibi şuan dar bir kadromuz var. Dar kadroya sahip olmamızın nedeni zamanında çalışacak yeteli bir zamanımızın olmaması da bir etken. Tabi ki kadro yapısı, Tolunay hocanın oynatmak istediği sistem, futbolcuların alışkanlıkları, bunlar hepsi çok önemli şeyler. Burada hocanın teknik taktik bilgilerini oyun anlayışını sahaya yansıtmak için sahada bulunan oyuncular yıllardır Karabükspor’da bir şeye alışmışlar; Karabükspor nedense uzun bir müddet memur zihniyeti futbolcuların hakim  olduğu bir kadro haline gelmiş. Hocamızın da zaman zaman dile getirdiği futbolcuya dayalı düzenin hakim olduğu bir süreç yaşanmış ve futbolcuların her istediği yaptırdığı, her istediğini hocaya ve yönetime dikte ettirdiği dönemler yaşanmış. Böyle bir oyuncu kadrosu var idi. Bunlar bir günde kesilip atılacak şeyler değil. Hocamızın ısrarlı tutumu, disiplinli yapısı bu tip oyuncular ile çalışmak istememesi tabi ki herkesi bir günde bir kalıba sokmak mümkün değil. Ama futbolcu kardeşlerimiz de gördü ki hocanın bir oyun anlayışı var, hocanın yapmak istedikleri bugüne kadar kendi alışkanlıklarından farklı şeyler, yönetimin de her ne olursa olsun sonuçlar ne olursa olsun hocasının arkasında durduğunu görünce futbolcularda ona göre hareket etmeye başladılar. Sahada mücadele azmi, mücadele gücü her şey değişti. İyi oynamak, kötü oynamak farklı bir şey ama kötü mücadele etmeye kimsenin hakkı yok. Kötü koşmaya da kimsenin hakkı yok. Hocamız da elinde zamanında 26-27 kişilik bir kadro vardı ama dikkat ederseniz bu anlayışa uymayan oyunculara şans vermemeye başladı. Şuanda takım 13-14 kişiyle oynuyor. Son maçlar da çok iyi oyun oynayıp, çok iyi skorlar yakalamamıza rağmen hocanın elinde oyuna müdahale edecek bir kadro yok dikkat ederseniz. Yaptığı değişikliklere bakın 90 dakikadan sonra galip olduğumuz halde zaman çalmaya yönelik hamleler yapmak zorunda. 60-70 dakikada bir değişiklik yapamıyor, niye yapamıyor? Bakın kulübeye yapacak adam yok. Ama şimdi bunun zamanı geldi. 7 Ocak’ta ara transfer dönemi başlıyor. Biz hocamız ile 2 ayı aşkın bir süredir kadroya ne gibi takviyeler yapabiliriz, nerelere, hangi bölgelere takviye ye ihtiyacımız var bunun ile ilgili her bölgenin de alternatifi var çalışıyoruz. Bunları artık iyice belirledik. Bir kısmınıda prensipte tamamladık ama maçlar devam ediyor, her takımın oynayacağı birer maç daha var. O nedenle isim ve kulüp zikretmem mümkün değil. Ama bu kadroya Murat Akça dışında en az 4 takviye daha yapılacak. Bu dört takviyenin de bir sürpriz olmadığı takdir de yüzde doksan beli. Ama Pazar günü Sivas maçımızı bir oynayalım transfer etmek istediğimiz futbolcuların da oynayacakları maçlar var. Biliyorsunuz transfer piyasası da çok oynak bir şeydir. Her an her şey değişebilir. Fikirler değişir, araya girenler olur, daha yüksek verenler olur. Bir aksilik olmadığı takdirde 7 Ocak’ta transfer dönemi açıldıktan sonraki 3-4 gün içersinde biz yapmak istediğimiz transferleri bitirmiş oluruz ve Antalya kampına göndeririz.

Bir açıklamanızda “Herkes gider Tolunay hoca gitmez” dediniz. Bu takım üzerinde etkili oldu gibi. Özellikle Ahmet İlhan ve İlhan Parlak ile de konuştuğunuz dedikoduları oldu.
Bir noktaya değinmek istiyorum. Ben bu tür konuları konuşurken kesinlikle isim verme taraftarı değilim. Bahsi geçen futbolcuların hepsi birbirinden çok kıymetli Karabükspor’a hizmet eden ve etmeye de devam eden arkadaşlar. Burada kötü oyun, iyi oyun meselesi değil takım içerisinde birlikte hareket etme, takım olma olgusu  benim yerim garanti, ben nasıl olsa oynarım, ben istersem hocayı gönderirim, ben istersem yönetimi sallarım  anlayışının kalkması lazımdı. Bu dediğiniz arkadaşlar ile var olmuş bir şey değil yıllardır var olan bir şey. Gitmiş futbolcularda da vardı. Türkiye’de birçok kulüpte olan bir şey. Karabükspor’a özgü bir şey değil. Bazı ağabeylik yapacak futbolcular bunu suistimal etmemeleri lazım, ettiklerinde takım içersinde huzursuzluk çıkıyor. Bu da gayet normal. Bu kulüp daha önce Emenikespor’du, sonraCernadspor olmuş, sonra LuaLuaspor, yok İlhanspor, Muhammetspor, yok Birolspor. Bunlar bitti. Artık Karabükspor var.  Bu sisteme , bu oyun yapısına, yönetim anlayışına  uyum sağlayan, bütün futbolcu kardeşlerimiz ile biz uzun süre çalışmak isteriz. Şuan mevcut kadrodaki oyuncularımızın devam ettiğimiz oyuncularımızın hepsiyle şuan uyum içersindeyiz , hepsinden fevkalade memnunuz. Fakat bu 13-14 kişilik kadroyu biraz genişletmemiz, hocamıza sakatlık ve cezalı durumunda daha rahat kadro kurabileceği bir imkan yaratmamız lazım. Dikkat ederseniz biz Fenerbahçe maçın a 17 kişi ile çıktık. Sivas maçına belki 16 kişi gideceğiz. Çünkü Pedersen, Sebastian ve Eren Güngör’ kulüp bulmalarını söyledik. LuaLua’nın durumu malum. Hakan Özmer sakat. Geriye kaç kişi kalıyor sayın bakalım. Biz takviye yaparken futbolcunun teknik, fiziksel özellikleri dışında hocanın oynatmak istediği sisteme hocanın futbola bakış açısına uygun futbolcular almayı ve mümkün olduğu kadar 25-26 yaşını geçmemiş futbolcular almayı planlıyoruz. Artık futbol da ekonomik gerçekler çok önemli. Biz artık son adresi Karabükspor olmayacak futbolcu istiyoruz.

Lualua’nın durumu nedir?
LuaLua Karabükspor’un sözleşmeli oyuncusudur. Takım içersinde bir takım disiplin problemleri çıkardığını artık herkes biliyor. Trabzon maçında formayı yere atmasıyla başlayan, ondan sonraki antrenmandaki isteksiz tavırları hoca ile iletişim kurmakta sorun yaşaması, hocanın da disiplinli yapısına uygun tarzda özellikleri olmayan bir oyuncu. Ailevi sıkıntıları da var. Şöyle ki , ailesi Ankara’da  oraya yerleştirdi. Doğal olarak da sık, sık Ankara’ya gitmek istiyor. Eşinin çocuklarının yanına. Geçtiğimiz sezon gerek Skibbe olsun, gerekse Mesut hocamız olsun bu izin konusunda biraz rahatlardı doğrusu. Her maçtan sonra bir-iki gün izin veriliyordu. Tolunay hoca deplasmandan takımı direk Karabük’e getirip mümkün olduğu kadar takımı dağıtmadan izin verse bile Karabük dışına çıkartmadan takımı bir arada tutmaya çalışıyor. LuaLua da buna alışkın olmadığı için böyle sıkıntılar yarattı. Sezon başından buyana saha içi performansı da maalesef iyi değil. Geçen sene hakikaten özellikle büyük maçlarda müthiş maçlar çıkardı. Çok iyi bir futbolcu, kaliteli bir futbolcu teknik özelliklerine, futbolcu kalitesine diyecek bir şeyimiz yok. Ama bu sene ne yazık ki ne saha içinde, ne saha dışında Karabükspor’un isteklerine cevap veremedi. Hocamız kendisini defalarca uyardı, konuşmalar yapıldı. Fakat baktık sorun hemen çözülecek gibi değil kendisine izin verdik.  5 Ocak’a kadar izinli. Bu süre içersinde bir külüp bulursa biz de ekonomik anlamda bulduğu kulüple anlaşabilirsek kendisine gitmesi için müsaade vereceğiz. Ama bu kesinlikle ve kesinlikle çok net söylüyorum bonservissiz gitmesi söz konusu değil.

İshak Doğan’a Galatasray’dan bir teklif var mı başkanım?
Bu konuda Dany ile takas yapılacak dedikoduları da çıkmıştı. Ama böyle bir şey kesinlikle yok.  Menajerler vasıtası ile bir takım yoklamalar yapılıyor. İshak piyasası olan bir futbolcu, her şeyin bir fiyatı vardır. İshak’ın da bir bedeli vardır, o bonservis bedelini getirecek bir kulüp var ise satabiliriz. Her futbolcumuzu satabiliriz. Yeter ki değerini bulsun. Dany ile ilgilendiğiz doğru. Fakat İshak-Dany takası kesinlikle doğru değil.

Kulüpler Birliği toplantılarında menajerler ile ilgili düşüncelerinizi paylaşıyormuşsunuz?
Bu öyle enteresan bir konu ki herkes menajerlerden nefret ediyor, herkes de menajerler ile kol, kola. Şimdi menajerler maalesef Türk futbolunun bir gerçeği. Bir şeyi çok düzgün yapan arkadaşlar da var, düzgün yapmayanlar da var. Ama her şey için geçerli. İşini düzgün yapan yönetici var, düzgün yapmayan yönetici var. Menajerlik müessesine öyle bakmak zorundayız, herkesi karalayamayız. Fakat bunlara çanak tutan yöneticiler var. Yani yönetici bizzat kendisi bu kulübün başkanı belli, futbol şubesi belli, menajeri belli. Arasınız sorarsınız satıyor musunuz, satmıyor musunuz? Şartlar nedir oturulur konuşulur. Herkes herkesin telefonunu biliyor ama bunu önceden menajerlere duyurarak, yoklama yaparak farklı bir transfer metoduna giderseniz  tabi ki bu seferde spekülasyonlar olur. Bu iş doğru değil.

Takımın Avrupa hedefi olabilir mi?
Bakın Avrupa hedefi tehlikeli bir hedef. Geçen sene biliyorsunuz ikinci yarı başlarken tribünlere bir uçak görseli ile Avrupa’ya gideceğiz dendi. O uçak az daha yere çakılıyordu. Son anda pistti pas geçerek kurtardık. O nedenle ben olaylara maç, maç bakıyorum. Yani biz 8. olduk diye hemen Avrupa’ya gideceğimizi söylemeye gerek yok. Ama öyle bir hedef şartlar oluşurda gelirse yok biz gitmiyoruz diyecek halimiz yok. Biz çabuk havaya giren bir milletiz. Çubuk şımarıyoruz işin doğrusu. O nedenle maç maç bakıp sezon sonunda önümüze nasıl bir tablo çıkacak bekleyip görelim.

Sivasspor maçına nasıl bakıyorsunuz başkanım?
Ben sezon başından bu yana söylediğim bir şey var, her takım, her takımı her yerde yenebilir. Karabükspor’un Sivas’ta alacağı hiçbir sonuç sürpriz değil. Ben takımın 20 puanı varken bundan iki hafta önce, 20 puana da bitirebiliriz, 29 puan ile de bitirebiliriz demiştim. Yine aynı şey geçerli. Karabükspor her maçını kazanmak için sahaya çıkacaktır. Sivasspor tabi ki ligin iyi takımlarından bir tanesi. Zaten bizim ile aynı puanda. Hucum futbolu oynatan iyi bir hocaları var. Hocaları ile çok medyatik de oldular. Açık oynayan, her türlü skora açık olan bir Sivasspor izleyeceğiz. Güzel maç olacağı kesin. Güzel maç olsun, hak eden kazansın, inşallah kazanan biz oluruz.

Başkanım çok teşekkür ederiz.
Cengiz bey bende size ve BRTV çalışanlarına teşekkür ediyorum. Yeni yılınızı da kutluyorum.