Bazı günler, bazı anlar vardır hafızanıza kazınır. Aynen o günmüş gibi hafızama kazınan henüz 12 yaşımda yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Tarih 25 Aralık 1973… Yenişehir Ortaokulu 2. Sınıf öğrencisiyim. Son ders zili çaldı, sınıfa girdik. Muhtemelen Tarih dersi ve son derece zarif, şık giyimli, anne şefkatinde bir öğretmenimizdi. Hakkını helal etsin adını hatırlayamadım. Hak’kın rahmetine kavuştuysa da, Allah rahmet eylesin. Sınıfın kapısından girdi. Hüngür hüngür ağlıyordu. Sınıftaki öğrenciler, büyük bir merak içinde öğretmenimizin yüzüne bakıyorduk. Ve, öğretmen ağlayışının nedenini açıkladı. “Çocuklar şimdi aldığım bir habere göre ATATÜRK’ten sonra en büyük Devlet adamımız İSMET İNÖNÜ vefat etmiş. Hepimizin, ülkemizin başı sağ olsun.” Ve, ekledi. “Biliyorsunuz, İsmet İnönü’nün Milli Kurtuluş Savaşımızın kahramanı olmasının yanı sıra yaşadığımız şehir olan KARABüK için de büyük önemi vardır. Dedelerinizin- babalarınızın çalıştığı, Demir Çelik Fabrikaları’nın temelini 3 Nisan 1937 tarihinde Atatürk’ün talimatları ile İsmet İnönü bizzat Karabük’e gelerek atmıştı. İşte, bu yüzden her yıl 3 Nisan’ları Karabüklüler olarak coşku ile kutlarız….”
Aradan 47 yıl geçmiş. Neredeyse yarım asır… Yenişehir Ortaokulu’ndaki o zarif öğretmenimiz, bunları bize anlatırken ve hüngür hüngür ağlarken, siyasi bir amaçla anlatmamıştı. O dönemin, genç Cumhuriyetin zarif, çağdaş bir öğretmeni olarak, hem ülkemizin Kurtuluş Savaşı kahramanlarından birini, hem de Karabük tarihi için önemini bize anlatıyordu.
O GÜNLERDEN, BU GÜNLERE…!
1970’li, 80’li hatta 90’lı yıllarda öğretmenimizin anlattığı gibi Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın temelinin atıldığı tarih olan 3 Nisan’lar Karabük’te büyük bir coşku ile kutlanırdı. 3 Nisan Karabüklüler için bayramdı. Sonraki yıllarda, 3 Nisanlar unutturulmaya çalışıldı. Bir ara, kutlamalar tam sıfır noktasına indiği anda. BRTV kurumu olarak, Karabük halkı ile birlikte Davul Zurna eşliğinde biz kutladık. Ve, unutturulmaya yüz tutan 3 Nisan’ları formaliteden de olsa, suyuna tirit bir iki göstermelik etkinlikle bu günlere gelmesinde katkımız oldu.
Meşhur Sarı Öküz hikayesi vardır. Bir çoğumuz bilir. Aslında, biz Sarı Öküz hikayesinde olduğu, rahmetli İsmet İnönü’nün Kardemir girişindeki “Büstü”nün, günün siyasi bazı aktörleri tarafından yerinden sökülerek, bir depoya atıldığı, sonradan da tamamen kaybedildiği andan itibaren, bu şehrin ruhuna büyük bir hıyanet ettik. 13 haneli bir köyde, Türkiye’nin ağır sanayi alanındaki ilk ve çok önemli fabrikasının temelini atan, Milli Kurtuluş Savaşımızın kahramanı, 3 Nisan 1937’nin Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı rahmetli İsmet İnönü’nün temelini attığı fabrikanın önündeki büstü, o günün siyasi bazı aktörleri ya da onlara yaranmak isteyen bir iki kendini bilmez tarafından kaldırıldığı gün, Karabük’ün o günkü ileri gelenleri, Karabük kamuoyu “O büstü oradan kaldıramazsanız..!” diye tepkilerini koyabilselerdi, inanın bugün Karabük ruhunu kaybetmemiş, toplumsal olaylar karşısında direnci olan çok güçlü bir konunda olurdu.
Günlük siyasi çekişmelerde kim ne yaparsa yapsın. Netice de adı üzerinde günlük siyasi çekişmeler. Ama, bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ü de, en yakın silah arkadaşı kendi adını taşıyan (1. Ve 2. İnönü Savaşı) iki muharebenin kahramanı, ülkenin en zor yıllarında genç Cumhuriyetin Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı rahmetli İsmet İnönü’de tıpkı büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk gibi, tarihe altın harflerle geçmiştir.
Bu duygularla, 47. Vefat yıldönümünde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte, Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarından biri olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularından, 3 Nisan 1937 tarihinde yaşadığımız şehir olan Karabük’te, Türkiye’nin ilk ağır sanayi tesisi olana Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın temellerini bizzat atan İsmet İnönü’yü rahmet ve şükranla anıyorum. Ve, yazımın sonunda da bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu satırlar tamamen siyaset dışı, ülke ve yaşadığım kente emeği geçmiş bir tarih kahramanımıza ithaf edilerek yazılmıştır. Ruhu şad olsun…
Elinize,yüreğinize sağlık…