WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

SEL…!

Bu haber 21 Ağustos 2021 - 19:44 'de eklendi ve 4.508 kez görüntülendi.

Batı Karadeniz günlerdir, 11 Ağustos’ta yaşanan sel felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyor. Özellikle, Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi kelimenin tam anlamı ile felç oldu. Felaketten Sinop, Kastamonu ve Bartın’ın birçok ilçesi ve köyü ciddi şekilde etkilendi.

Batı Karadeniz Bölgesi’nin tek Türksat uydu kanalı BRTV olarak, sel felaketinin yaşandığı ilk günden itibaren günlerden bu yana sel bölgelerini bizzat ben, kardeşim Osman Çetinkaya, deneyimli muhabir arkadaşlarımız Tunakan Yıldırım ve Yasin Aldemir, Ali Çetinkaya ile ziyaret ederek sel sonrası yapılan çalışmaları, bölge halkının duygularını ekranlarımıza yansıttık. Ayrıca, abonesi olduğumuz Anadolu Ajansı ve İhlas Haber Ajansı ile vatandaşlarımızdan gelen görüntüler ile sel felaketini günlerden bu yana izleyicilerimize yansıtmaya çalıştık.

Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketi, ilk andan itibaren bana 21 Mayıs 1998 tarihinde Karabük’te yaşanan büyük sel felaketini hatırlattı. Araç Çayı’nın taşması sonucu, şehir merkezi sular altında kalmış, yeni il olan Karabük’te Valilik binası dahil birçok kamu ve özel sektör binası ile esnaflarımızın iş yerleri sular altında kalmıştı. Bu sel felaketinin ardından, Kastamonu’dan gelen Araç Çayı, Dünya Bankası kredileri ile TEFER adlı bir proje kapsamında rehabilite edilmişti. Son sel felaketinden Karabük, Yenice, Çaycuma gibi Araç ve Filyos nehirlerinin çevresindeki yerler etkilenmedi, ya da en az hasar ile felaketi atlattı ise işte o dönemlerde alınan tedbirler ve nehirlerdeki ıslah çalışmalarının önemli rolü oldu. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Gelelim son felaketin nedenlerine… Her şeyden önce, aşırı yağışı hepimiz kabul edelim. Bir yıl içinde yağması beklenen yağmurun bir gün içinde yağmış olması, metre kareye saatte 400 hatta 500 kg. yağmurun düştüğü gerçekleri tamamdır. Ancak, her ne olursa olsun yaşanan büyük felakette insan hataları, dere yatağına yapılaşma, yanlış imar uygulamalarının rolü büyüktür. Bu yazıyı yazdığım sıralarda resmi rakamlarla 70 insanımızın hayatını kaybettiği Bozkurt ilçemize baktığımızda, doğa harikası dağların, muhteşem ormanların içinde, vadide ama maalesef dere yatağında kurulu cennet gibi bir yerleşim yeri. Ancak, insanoğlu; hırsı, yanlış imar uygulamaları ve yılların ihmali ile dere yataklarını ve derenin çevresindeki taşkın bölgelerini maalesef yerleşim yeri yapmış, oraya binalar, işyerleri kondurmuştur. “Su akar, yolunu bulur” sözü unutulmuş, görmezden gelinmiştir. Aşırı yağışlar nedeni ile su akmış, yolunu ve yatağını bulmuş ama kendi alanına dikilen binaları, yapıları yerle bir etmiştir.

Dünyanın her yerinde seller oluyor, şehirler perişan oluyor denilebilir. Evet, oralarda da su akmış ve yolunu, yatağını bulmuştur. Bin yıllardır doğanın bir akışı, oluşumunu göz ardı ederek dere yataklarını imara açarsak, oralara binalar dikersek olacağı budur. Mal kaybı bir şekilde telefi edilebilir, ama orada yaşanan can kayıplarını geri getirmemiz mümkün değildir. Bu yazıyı hazırladığım sırada, AFAD’ın resmi rakamları ile Kastamonu’da 70, Sinop’ta 10 ve Bartın’da da 1 olmak üzere toplam 81 vatandaşımızın cesetlerine ulaşılmış ve halen de kayıplarımız vardır.

Sadece Batı Karadeniz değil, Türkiye bu sel felaketinden gereken dersi almalı ve dere yataklarına yapılan binalar başta olmak üzere değişik türdeki tüm yapılar ile ilgili tedbirler almalıdır. Karabük’ten bir küçük örnek vermek gerekirse, Esentepe ile Yenişehir semtleri arasında, Dereevler mevkiinde bizim öğrencilik yıllarımızda Başköy ve Kapullu’dan bir dere akardı. Oradaki köprüden geçerken, azgın suları seyreder, köprüden geçmeye korkardık. Aradan yıllar geçti, BRTV’nin ilk yılları olan 1990’lı yılların sonlarında, öğrencilik yıllarımızda geçtiğimiz köprünün altından geçen yaklaşık 10 metre boyundaki derenin yatağı bir metreye indirildi. Bizim çocukken korktuğumuz, koyu kahverengi olarak akan azgın suların olduğu dere yatağına hem de o sözünü ettiğim köprünün bir metre alt kısmına 3 adet bina dikildi. Başköy ve Kapullu’dan gelip, Cevizlidere’den sözünü ettiğim dere yatağındaki binaların bir sel baskınında yerle bir olacağını bilmek için falcı olmaya gerek yok. Bir gün gelecek, su akacak, yolunu ve yatağını bulacak ve o dere yatağına yapılan binaları yerle bir edip, Karabük şehir merkezinden geçen Araç çayına kadar sürükleyecektir. Dilerim böyle bir felaket gece olmaz, yine dilerim can kaybı olmadan o binalardaki insanlar tahliye edilir. Bu sadece küçük bir örnek, ülkemizde binlerce, on binlerce dere yataklarına yapılmış bina ve yapılar mevcut ve günü geldiğinde doğa “benim alanıma neden müdahale ettin ey insanoğlu” dercesine, gereğini yapıyor. Ardında, son yaşanan Sinop, Kastamonu ve Bartın illerindeki felakette olduğu gibi onlarca can kaybı, milyar değerinde mal kayıpları, sel olup akan gözyaşları, acı, dram ve keder kalıyor. Zamanında tedbir almayan Devlet, tüm gücü ile geliyor yaraları sarmaya çalışıyor. Halbuki, radikal tedbirler ile zamanında önlemler alınsa, bu felaketler yaşanmayacak, yaşansa da çok az hasarlar ile atlatılabilecek.

Son olarak da, 11 Ağustos’ta Batı Karadeniz illeri Sinop, Kastamonu ve Bartın’da yaşanan felaketin hemen ardından iktidarı ile muhalefeti ile tüm siyasi partilerimizin, yüce Türk milletinin yardımlaşma duygularının en üst düzeye çıktığını bizzat gözlemlediğimi de ifade etmek istiyorum. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum başta olmak üzere birçok Bakan, ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşlar sel felaketinin yaralarını sarmaya, can kaybını en aza indirmek için kurtarma çalışmalarına başlamışlardır. Afetten en çok etkilenen ilçelere koordinatör Valiler görevlendirilmiş, Devlet tüm gücü ile yaraların sarılması için seferber olmuştur. Halen binlerce Devlet görevlisi, gönüllüler ekipleri, yine yüzlerce iş makinası ile bölgede canla başla çalışmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin her yerinden yaraların sarılması için bölgeye TIR’lar dolusu yardımlar ulaşmış ve ulaşmaya devam etmektedir. Yüce Türk milleti Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketinde dayanışmanın, millet olmanın en önemli örneklerinden birini başarı ile vermiştir. “Allah Devlete zeval vermesin” sözünün önemi bu felakette bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Sinop, Kastamonu ve Bartın illerimizde sel felaketinde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dilerken felaketin yaşandığı günden itibaren yaraların sarılması için seferber olan Devletimizin tüm birimlerine, gönüllü kuruluşlarımıza, ülkenin her yerinden adeta yardım yarışına giren Yüce Türk milletinin çok değerli iş insanları, esnafları ve yardımseverlerine yürekten teşekkür ediyorum.

Bölgemizde yaşanan acı gerçekten satırlara sığmayacak kadar büyüktür. ALLAH ülkemize bir daha bu tür acıları yaşatmasın dilek ve dualarımı yaparken, Devletimizin de felaketler yaşanmadan önce gerekli en radikal tedbirleri almasını temenni ediyorum.

 

 

Mehmet Çetinkaya
Mehmet Çetinkayamehmet@brtv.com.tr
Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunudur. Gazeteciliğe Karabük'te Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi'nde başlamıştır. 29 Mart 1996 tarihinde BRTV ile televizyon ve radyo yayıncılığına sektörüne girdi. 18 yıla yakın karasal yayıncılığın ardından; BRTV yayınları günümüzde milli uydumuz Türksat'ın kapsama alanındaki 70 dolayında ülkeden izlenmektedir. BRTV bölgemizin Dünya ya açılan penceresi olarak bilinirken, Mehmet Çetinkaya'da çeyrek asırdan bu yana Dünyayı gezmekte ve gittiği ülkeler ile ilgili yayınladığı gezi notları ile tanınmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.