Karabük Üniversitesi Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi ilk mezunlarını verdi. İlk öğrencilerinin mezun olmaları nedeniyle, Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi’nde bir tören düzenlendi. Karabük Gazeteciler ve İletişim Derneği’mizin önceki başkanı Serap Karaoğlu kardeşimizin de mezunlar arasında olması, okulun çok değerli Dekanı dostumuz Prof. Dr. Fatih Bayram’ın bizzat daveti ile törene katıldım. Töreni ön sıralarda değil birkaç koltuk arkada dikkatle izledim. Bu okulun, fikrinin gündeme gelişinden tamamlanma sürecine kadar her aşamasında katkım olduğu biliniyor. Türker İnanoğlu’na fahri doktora ünvanının verilmesi ile ilgili kurucu Rektörümüz rahmetli Prof. Dr. Burhanettin Uysal’a Osman Güldemir dostumuz ile yaptığımız öneri, ardından Senato kararı ile Fahri doktoranın verilmesi, yerine gelen Rektör tarafından önce iptal edilip, ardından Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ödül verildiği görülünce, korkudan yeniden verilmesi gibi süreçleri çok yakından biliyorum. Bugün mezuniyet töreninin yapıldığı Güzel Sanatlar Fakültesi’nin salonunda fahri doktora töreninde, rahmetli Türker İnanoğlu’nun “Safranbolu’ya Türkiye’nin en güzel iletişim fakültelerinden birini yaptıracağım” dediği gün de daha dün gibi kulaklarımızda çınlıyor. Okul inşaatına iki yıl gibi geç başlanması, yerin dönemin Karabük Valisi tarafından verilmek istenmemesi ve dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bizzat giderek durumu anlatıp, Türker beyin de Sayın Bakan tarafından aranılarak “Türker abi, yer sorununu çözüyoruz. Valiyi aradım, talimat verdim. Yeri en kısa zamanda size teslim edecekler” sözlerinin bizzat ve tek tanığıyım. İnşaat başlayıp, su basman seviyesine gelince dönemin Rektörünün “Türker bey, okula senin adın verilemeyecekmiş, YÖK’ün böyle bir prensip kararı varmış” denilmesinin, rahmetli İnanoğlu’nun “derhal inşaatı durdurun” talimatı vermesinin ardından, isim sorunun çözümlemek için neler yaşadığımızı da yine biz biliriz. İki kez, Cumhurbaşkanlığı YİK toplantısında Sayın Mehmet Ali Şahin tarafından Sayın Cumhurbaşkanı’na rica edilerek çözüm sürecini de yine bizzat biz takip etmiştik. Sonuçta okul yapıldı ve bitti, bugün de ilk mezunlarını verdi. Üniversitenin başında şu anda bize göre tuhaf bir rektör ve ekip var. Vefa bilmeyen, adap bilmedikleri için iki kez adap uzmanını bol paralar verip Karabük’e davet eden ama belli ki adap öğrenememiş bir yönetim!
Adap öğrenememiş Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İ.Ragıp Karaş, bugün yapılan törende yaptığı konuşmada Türker İnanoğlu’nun adını bile anmadı. Kendisinden sonra yapılan konuşmalarda Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse ile çocukluk arkadaşı Yılmaz Kavuşturucu rahmetli Türker İnanoğlu’nu özlem ile yad ettiklerinde belli ki utandı ve okulu yaptıran rahmetli Türker İnanoğlu’nun adını anmak için rahmetlinin kurduğu TÜRVAK’ın yönetim kurulu üyesi Kemal Casun’un konuşma yaptığı sırada kürsüye çıkarak, zarif bir beyefendinin sözlerini bölerek mikrofonu kendisine çevirdi ve ben ilk konuşmamda Türker İnanoğlu’nun adını anmayı unuttum gibi abuk sabuk sözler etti. Koskoca bir Profesör, bir üniversitenin Rektör Yardımcısı… Adap dersleri aldılar ama boşuna..! Türker İnanoğlu gibi çok ünlü ve memleketine duyarlı bir hayırsever, okul yaptıracak, o okul ilk mezunlarını verecek ve o törende Rektörlük adına törene katılan Rektör Yardımcısı Türker İnanoğlu’nun adını anmayı unutacak..! Gidin bakın Bolu’ya, İzzet Baysal’ı hiçbir zaman unutuyorlar mı? Ama, kafanın içinde rahmetli ile ilgili ön yargılar varsa, “civciv kuş” diyerek bir önceki rektörün ve senatonun aldığı fahri doktora ünvanı iptal ediliyorsa, sonra aynı gerekçeler ile rahmetlinin adı okula verilmek istenmiyor ve bizlerin zorlaması ile adı veriliyorsa, o karışık kafa unutur. İnsanda vefa duygusu yoksa, unutur gider.
Bu günlerde gelir geçer. Arkalarını bir takım tuhaf yapılanmalara dayamış, şımarık tipler gün olur giderler. Giderler ama Cumhuriyet kenti Karabük’ten zengin olup giderler. Ülke genelinde, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin birinci dönem görev süresi dolan ikinci dönemi uzatılmayan rektörünün aylık 1 milyon 200 TL. geliri konuşuluyor. Karabük’teki Rektörü ve yardımcılarının da döner sermayeden cukkaları her ay ceplerine doldurduklarını haftalardır yazıyoruz. Oranın döner sermayesinden 200, buranın dönerinden 150, bir başka döner dönmez sermayeden 200 hele hele yurt içi ve yurt dışı ballı harcırahlar derken bizimkiler de zengin olup gidiyorlar. Aslında, bu ne Çankırı’nın ne de Karabük’ün sorunu, ülke genelinde rektörler başta olmak üzere bir takım ballı kaymaklı yönetim kuruyu üyeliklerine ödenen cukkaların mutlaka ele alınması ve makul seviyelere getirilmesi gerekiyor. Yoksa, bu kadar fazla para insanı gerçekten azdırır.
Bu duygularla, bugün mezun olan KBÜ TÜRKER İNANOĞLU İLETİŞİM FAKÜLTESİ öğrencilerini ve onları yetiştiren başta çok değerli Dekanımız Prof. Dr. Fatih Bayram olmak üzere tüm öğretim görevlilerini ve emeği geçenleri kutluyorum. Genç gazeteci, iletişimci adaylarının bahtları açık olsun.
