Bir zamanlar sınırları Üsküdar’a kadar uzanan tarihi ilimiz, Batı Karadeniz’in önemli şehri Kastamonu’da iki sağlık yatırımının yıllardır atıl durması, gerek Kastamonu içinde, gerekse dışındaki hemşehrilerimizi çok üzüyor. Yapımı 1950’li yıllara dayanan, Daday Ballıdağ Hastanesi’nin içler acısı hali, büyük tepkilere neden olmuş ve sonunda “Kastamonu’nun Ağabeyi” olarak tanınan, son yıllarda Kastamonu’nun sosyal, kültürel ve ekonomik pek çok sorunu ile ilgilenen Cengiz Aygün tarafından el atılmıştı. Ballıdağ ile ilgili ihaleyi Cengiz Aygün’ün öncülüğündeki bir şirket aldı. Ballıdağ’ın yeniden eski görkemli günlerine, hatta hem ülke genelinde, hem de uluslar arası bir İhtisas Hastanesi haline getirilmesi için çalışmalar çoktan başladı.
Şimdi sıra, Uğurlu Hastanesi’nin yeniden faaliyete geçirilmesinde… Yüzlerce sağlık çalışanına istihdam sağlayan, çok çeşitli branşlarda kaliteli sağlık hizmeti sunan Uğurlu Hastanesi’nin yeniden faaliyete geçirilebilmesi için bir dizi çalışmalar yapılıyor. Biz de, bu çalışmaları yakından takip ediyoruz. Uğurlu Hastanesi Kastamonu’nun öz evlatlarından biri olan Dr. Atıf Uğurlu tarafından 1991 yılında kurulmuştur. Kurulduğu yıllarda, Türkiye’de az sayıda bulunan özel hastanelerden biridir. Kastamonu ve bölge illerinde ilk bilgisayarlı tomografi ve bilgisayarlı kan sayım cihazlarını getirmişti. 1996 yılında bölgenin ilk MR cihazını hizmete sunmuştu. Kastamonu, Karabük, Zonguldak, Bartın, Bolu, Çankırı, Sinop ve Çorum illerini kapsayan bölgede sağlık alanında akla ne gelirse o dönemde Dr. Atıf Uğurlu tarafından Özel Uğurlu Hastanesi bünyesinde hizmete sunulmuştu.
Şehir merkezinde bir süre hem Kastamonu, hem de bölgeye çok ciddi sağlık hizmeti sunan Uğurlu Hastanesi, bir süre sonra artık kabına sığamamış; yeni ve modern bir yer arayışına girmiştir. Uğurlu Royal Hospital International olarak Kastamonu’nun gelişme bölgesi olan Kuzeykent’te 25 bin m2 alan üzerine inşaat edilmiştir. 52 Poliklinik, 95 özel oda-180 Yatak ve 40 yoğun bakım yatağı, her branş için yeteri kadar yoğun bakım üniteleri, Ameliyathaneleri ile Türkiye’de örnek gösterilebilecek bir hastane haline gelmiştir. Hastanede, Medikal Onkoloji’den, Kardiyolojiye, Tüp Bebek’ten, Plastik Cerrahiye kadar onlarca bölüm yer almıştır. Uğurlu Royal Hospital İnternational Kastamonu ilimizin çok önemli yatırımlarından birisidir. İnşaatında ve medikal anlamda da uluslararası standartlarda son teknoloji ili donatılmıştır. Sadece bölgemizden değil, ülke geneli ve uluslararası alında da hasta hedeflenmiş, Kastamonu ilimizde faaliyete geçen havaalanı ile birlikte uluslararası sağlık turizminin de önemli bir parçası olması hedeflenmiştir.
Büyük umutlarla açılan, yapımı tamamlandıktan sonra göz kamaştırıcı bir sağlık devi haline gelen Uğurlu Royal Hospital İnternational 2012 yılında açıldıktan sadece 4 gün sonra, hastanenin kurucusu Atıf Uğurlu ve arkadaşlarına iddialara göre FETÖ tarafından çok çirkin bir kumpas kurulmuştur. Atıf Uğurlu’nun 75 günlük cezaevi süreci, ardından bozulan moraller ve mali dengesizlikler sonucunda büyük umutlarla açılan hastane yıllardan bu yana atıl durumda bulunmaktadır. Şu anda iflas masasında olan hastanenin yeniden ayağa kalkabilmesi için kamuoyunda ciddi bir beklenti var.
YA BU HALİ İLE ATIL KALACAK, YA DA CANLANIP HEM KASTAMONU HEM DE TÜRKİYE EKONOMİSİNE KATKIDA BULUNACAK. 500-600 SAĞLIK ÇALIŞANI DA İŞE, AŞA KAVUŞACAK…
Kastamonu’daki Uğurlu Hastanesi ile ilgili şimdi bir yol ayırımı var. Birincisi icra masasında 9 Şubat tarihinde gerçekleşecek satışa yine hiçbir talipli çıkmayacak. yıllardan bu yana olduğu gibi, atıl vaziyette bırakılacak ve zamanla oradaki inşaat çürümeye terk edilecek. Ya da, hastaneyi kurtaracak bir talipli bulunacak, Kastamonu’da sağlanacak bir uzlaşı ile yatırımcıya yardımcı olunacak, hastane yeniden faaliyete geçecek. 500 dolayında sağlık çalışanı işlerine, aşlarına kavuşacak. Uğurlu hastanesi şifa dağıtmaya devam edecek.
Biz birinci yolu yani atıl bırakılmasını ve modern hastanenin çürümeye terk edileceği ihtimalini düşünmek bile istemiyoruz. Bu hem bölgemiz, hem de ülke ekonomimiz için büyük bir kayıp alacaktır. İkinci yolun, yani öncelikle icra-iflas masasından satışın gerçekleşmesi için bir ciddi talipli ile temasa geçilmesi için de zaman bir hayli daralmaktadır. Böylesine önemli bir milli servete, bölgemizde sahip çıkacak sermaye yapısı güçlü, bölgesini ve ülkesini seven bir iş insanı mutlaka çıkacaktır umudunu taşıyoruz.
