WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

DERE YATAĞINA, TAPU BİNASI SKANDALI…!

Bu haber 26 Ağustos 2021 - 19:35 'de eklendi ve 5.614 kez görüntülendi.

Geçtiğimiz günlerde, Batı Karadeniz’deki sel bölgelerini ziyaret ettim. Hasar olan yerlerin tamamı, ya ırmak kenarları ya da akarsu havzaları… Çok şiddetli yağan yağmur sonucunda, su akmış ve yolunu bulmuş, insanoğlu tarafından gasp edilen yataklarını geri almış. Sonuç tam bir felaket, tam bir dram. Resmi rakamlar ile 100’e yakın can kaybı, milyonlarca liralık mal kaydı.

Oradaki dramı görünce, aklıma çocukluk yıllarımda Ortaokul ve Liseye giderken, üzerinden hemen her gün geçtiğim Esentepe ile Yenişehir arasındaki köprü geldi. Bu köprünün altından, zaman zaman sular çok şiddetli akar, köprüden geçinceye kadar tedirgin olurduk. Aradan geçen yıllar içinde, o köprünün tam dibine, bizim çocukluk yıllarımızda suların gürül gürül aktığı dere yatağının tam ortasına, bina yaptılar. Önce, bir bina ile başladı. Ardından bir bina daha, bir daha derken dere yatağı binalarla doldu. Halbuki, tecavüz edilen bu dere yataklarına su Kapullu ve Başköy ile o köylerin üst kısmındaki ormanlardan geliyor. Hem de, yağmur yağdığında bir koldan değil, birçok koldan birleşerek geliyor. Bozkurt’taki gibi bir yağmur yağarsa, Karabük’te felaket yaşanacak ilk yerlerden biri sözünü ettiğim dere yatakları olacak.

Kapullu’ya gittim geçenlerde, orada sulama ve Allah korusun bir orman yangını esnasında helikopterin su alabileceği gölette çekimler yaptım. Sonra da, teknik ekibimizdeki arkadaşlarımıza dere yatağını drone ile görüntülemelerini rica ettim. Görüntüler geldiğinde, yıllar öncesinden çok iyi bildiğim o gürül gürül akan derenin üzerini mantar gibi binaların kapladığını gördüm. Tam, görüntünün sonlarına gelmiştim ki, gözüme havuz gibi bir yer ilişti. İçimden bu ne diye düşünürken, şu meşhur “Tapu Kadastro Müdürlüğü inşaat alanı olmasın” derken bir baktım tam da orası… Söz konusu yere tekrar bir ekip gönderdim. Detaylı çekim yaptırdım. Meteor çukuru gibi tuhaf bir görüntü ile karşılaştım.

Konuyu araştırmaya başladım. Yaptığım araştırmaların sonucunu kamuoyu ile özetle paylaşmak istiyorum. İstiyorum ki, tüyü bitmemiş yetimin hakları nasıl çarçur edilmiş cümle alem öğrensin. Öğrensin ki, ders alınsın bir daha kimse böyle plansız, programsız kendi bildiğine meteor çukuru gibi çukurlar kazamasın.

Yaptığım araştırmalara göre, hikaye Karabük’lü hemşehrimiz Sayın Mehmet Ceylan’ın Çevre Şehircilik Bakan Yardımcısı olduğu dönemde başlıyor. Karabük’ten Sayın Bakan Yardımcımız Ceylan’a bir talep geliyor. “Sizin bakanlığınız bünyesinde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ de var. Karabük’e, bu birim Hükümet Konağı içine sıkışmış bir durumda, bize bir Tapu Kadastro binası lazım” denilince  Sayın Ceylan’da, “yerini bulun ben gerekli girişimleri yapar, ödenek çıkartırım” der. Yer arayışına başlanır. Ve, buluna buluna yıllar önce dere yatağı olan, Dereevler semtinin en alt köşesindeki şu anda içi yemyeşil su dolu olan tuhaf bir yer bulunur. Şu an görevde olan Tapu Müdürü ile Çevre ve Şehircilik Müdürleri o tarihte başka görevde oldukları için, kucaklarında böyle bir sorun ile karşılaşırlar. Bir müteahhit gelir, başlar eski dere yatağı kazmaya… Kazdıkça su fışkırmaya başlar. Müteahhit bakar olmayacak, işi ilgili kurum ile anlaşarak bir başka müteahhide devir eder. Diğer müteahhit, su fışkıran temele fore kazıkları çakmaya başlar. Ama, doğa direnir. “Ey insanoğlu, ben eskiden dere yatağı idim. Benim üzerinden, şırıl şırıl sular akardı. Buraya bina yaparsanız, günü gelince su akar ve yatağını bulur ve bu binayı da yerle bir eder” dercesine ikaz eder. İkinci müteahhitte dayanamaz bırakıp kaçar. Fikir olarak 2013, fiili olarak 2017 yılında başlayan inşaat şu anda sadece “çukur” haldedir. Etrafına fore kazıklar çakılmış bir çukur. İçinde de zümrüt yeşili bir su birikintisi vardır. Üstten bakıldığında, meteor çukurunu andırmaktadır.

Bu konu ile ilgili yaptığımız haber geniş yankı uyandırdı. Karabük’te yaşayan birçok kişi, hemen her gün geçtikleri yerde böyle bir tuhaflık olduğunu ilk kez BRTV’den öğrendiklerini ifade ettiler. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı olduğu dönemde, bu binanın yapılmasına öncülük eden Mehmet Ceylan’a sorduk konuyu… “Benim Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı olduğum dönemde, böyle bir talep geldi. İlgili kurum bakanlığımıza bağlı olduğu için, ben de yardımcı oldum. 10 milyon ödenek çıkarttırdım. Binanın yapılacak yerini de gidip benim tespit edecek halim yok. Kimse o yeri belirleyenler bellidir ve onlar sorumludur.” dedi. Bence son derece haklı..

Karabük Milletvekili Sayın Niyazi Güneş’e, meteor çukuru gibi duran Tapu Kadastro binası ile ilgili durumu sorduğumda “Yeni yapılacak Hükümet Konağı’nda, Tapu ve Kadastro için yer ayrılmasını istişare ettik. Böyle olursa daha iyi isabetli olacağına kanaat getirdik” dedi. Anladığım kadarı ile bu dere yatağındaki, şu an meteor çukuru gibi duran inşaatın yapımından vaz geçilecek. Ama, akıbetini kimse bilmiyor. Ancak bilinen bir gerçek var ki, orada bir çukur kazıldı. Plan projeler yapıldı. Fore kazıklar çakıldı ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan paralar oraya gömüldü. Emin olun, yapanın yanına kar kalacak. Hiç kimse, bu işin sorumlusu, ya da sorumluları kim diye araştırmayacak, belki de o çukur kapatılıp yeşil alan olacak. Çakılan o fore kazıklar, temel açmak için harcanan paralar heba olup gidecek.

Konu ile ilgili bir açıklama yapılacak mı dersiniz. O da olmayacak. Kendimiz yazıp kendimiz okuyacağız. Hatta bu yazılarımızı, sesli ve görsel hale getirip BRTV ekranlarında da yayınlıyoruz ama kimse yine tınlamayacak. Çünkü, kendi geçim derdine düşmüş bir toplum, yıllardır güzel işlere imza atmış ancak artık yorulduğu her halinden belli bir iktidar, topluma umut veremeyen bir muhalefet ve zerre kadar duyarlılığı olmayan bir toplum varken biz ne yazarsak yazalım, ne konuşursak konuşalım hepsi boş. Üç beş, bizim çağlardan ve hatta bizden biraz daha yaşlı büyüklerimiz “Aferin çok güzel bir konuya değinmişsin” diyecek hepsi o kadar… Peki aslında ne olmalı…?

Gelişmiş bir demokraside kamuoyu denilen unsur, yani halk yaşanan bu skandal ve tuhaflıklara tepki gösterdi. Sivil toplum kuruluşları ve halk, gerekli tepkilerini demokratik çerçevede gösterirler, yetkili idari ve siyasi makamlar kamuoyunu aydınlatıcı açıklamalar yaparlardı. Ama, emin olun bunların hiçbiri olmayacak yapanın yanına kar kalacaktır.

Mehmet Çetinkaya
Mehmet Çetinkayamehmet@brtv.com.tr
Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunudur. Gazeteciliğe Karabük'te Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi'nde başlamıştır. 29 Mart 1996 tarihinde BRTV ile televizyon ve radyo yayıncılığına sektörüne girdi. 18 yıla yakın karasal yayıncılığın ardından; BRTV yayınları günümüzde milli uydumuz Türksat'ın kapsama alanındaki 70 dolayında ülkeden izlenmektedir. BRTV bölgemizin Dünya ya açılan penceresi olarak bilinirken, Mehmet Çetinkaya'da çeyrek asırdan bu yana Dünyayı gezmekte ve gittiği ülkeler ile ilgili yayınladığı gezi notları ile tanınmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.