WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

UNESCO Dünya Mirası Safranbolu (25. Yıl)

Bu haber 16 Aralık 2019 - 18:16 'de eklendi ve 6.839 kez görüntülendi.

Bilinen 3 bin yıllık tarihi ile Safranbolu, hem Türkiye, hem de dünyada haklı bir üne sahip. Dünyada kendini şehir ölçeğinde korumayı başarmış, çok az yerleşim yerlerinden biri.  İşte,  bu yüzden UNESCO 17 Aralık 1994 tarihinde Safranboluyu Dünya Miras şehirleri listesine dahil etti.

Safranbolu bu başarıya tesadüfen, ya da kendiliğinden ulaşmadı. Bu başarıda büyük emekleri geçen insanlar var. Aslında, başlı başına Safranbolulular olarak, şehir ölçeğinde içinde yaşayan tüm insanların payı var. Ancak, bir de şehri yönetenler var ki, onların çok büyük katkıları, emekleri var.

Safranbolu 17 Aralık 1994 tarihinde,  dönemin Belediye Başkanı Mustafa Eren zamanında UNESCO Miras şehirleri listesine dahil edildi. Ardından, gelen Belediye Başkanları Mehmet Ceylan, Nihat Cebeci, Dr. Necdet Aksoy ve Belediye Başkan vekili olarak Kaymakam Fatih Ürkmezer 25. Yıllık(çeyrek asır) süreç içinde Safranbolu’ya birbirinden değerli katkılarda bulundular.

Önceki hafta elimize tuhaf bir davetiye geçti. Üzerinde isim olmayan bir alelade zarf, zarfın içinde 25. Yıl kutlama programı… Konuşmacılara baktık, ne dönemin Belediye Başkanı Mustafa Eren var, ne daha sonraki başkanlar Mehmet Ceylan, Nihat Cebeci, Dr. Necdet Aksoy, Fatih Ürkmezer hiç biri yok… Hadi diyelim bunlara siyasi olarak konuşma hakkı verilmedi, Safranbolu’nun Dünya Miras şehirleri listesine girmesinde ön çalışmaları yapan CHP’li Belediye eski Başkanı Kızıltan Ulukavak’ta yok.

BRTV olarak, 1970’li yıllarda Belediye Başkanlığı yapmış Kızıltan Ulukavak büyüğümüz ile Zafer Acar bu akşam, Safranbolu’nun o dönemlerini, korumacılık fikrinin nasıl filizlendiğini BRTV’de 21.30’da konuşacaklar. Yarın akşam, yani Safranbolu’nun UNESCO Dünya Miras şehirleri listesine dahil oluşunun 25. Yıl dönümünde de ben de dönemin Belediye Başkanı Mustafa Eren ve ardından Safranbolu’da Belediye Başkanlığı yapan Mehmet Ceylan, Nihat Cebeci ve Dr. Necdet Aksoy ile 25 yıllık süreci konuşacağız. Programa Safranbolu Kaymakamımız ve geçtiğimiz yıl Belediye Başkan Vekilliği yapan Fatih Ürkmezer’i de davet ettik. Davete içtenlikle teşekkür etti, aynı akşam bir başka programı nedeniyle katılamayacağını belirtti. Mevcut Belediye Başkanı Elif Köse ise “Ben katılamayacağım, teşekkür ediyorum” dedi.

VEFA İSTANBUL’DA BİR SEMT ADI OLMAMALIDIR…

Vefa olayı gündeme geldiğinde, kullanılan bir tabir vardır.  “Vefa İstanbul’da bir semt adı olmamalıdır” diye… Biz de, buradan hareket ile Safranbolu’ya emeği geçen hayattaki belediye başkanları ile bir nevi iki akşam üst üste vefa programları yapacağız. Safranbolu’da Belediye tarafından organize edilen, programlarda birer konuşma hakkı bile çok görülen çok değerli başkanlarımız ile sadece 50-100, bilemedin 150-200 kişinin hazır bulunacağı bir salon toplantısı yerine, Dünya’da 70 dolayında ülkede izlenen milli uydumuz Türksat üzerinden yayın yapan BRTV’de canlı yayında tarihi iki program organize ettik. Ve, programa katılan tüm konuklarımıza da Safranbolu’nun UNESCO Dünya Miras şehirleri listesine dahil edilmesinin Çeyrek asırlık sürecinin anısına ve Safranbolu’ya verdiği katkılar için birer “özel plaket” takdim edeceğiz.

Safranbolu’da her kesimden insanın desteği ile yönetime gelenlerin, koltuklarına oturduktan sonra da ne oldum delisi olanların “vefa” duyguları belki akıllarına gelir. Bundan sonraki organizasyonlarda, büyüklerine saygıyı esirgemezler. Kamu yönetimine gelenlerin bir süre acemilik göstermeleri doğal karşılanabilir. Ama, hem acemi, hem beceriksiz, hem art niyetli, hem de bir çok uygulamaları kamu vicdanını sızlatıyorsa ve Safranbolu gibi bir Dünya Markası şehir, iyi yönetilmiyorsa buna dikkat çekmek, Safranbolu’ya yarı ömrünü adamış bir gazeteci olarak bizim boynumuzun borcudur. Şehirlerin, ülkelerin kuruluş, kurtuluş, Safranbolu gibi Dünya Miras listesine alınış gibi yıllar önemlidir. Yıl dönümleri önemli olduğu gibi, çeyrek asır, yarım asır ve 100. Yıl gibi kutlamalar daha bir özenle kutlanır. Kesinlikle eminiz ki, Safranbolu’da Belediye Başkanlığı yapmış, daha sonra da iki dönem Karabük Milletvekilliği, Bakan Yardımcılıkları ve şimdide AK Partinin Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı olan Mehmet Ceylan ile Karabük milletvekillerimiz Cumhur Ünal ve Niyazi Güneş’ten rica edilseydi 25. Yıl kutlamasına kesinlikle Kültür ve Turizm Bakanını getirirler, iktidar partisi olarak 25. Yıl  kutlamalarının Türkiye ve Dünya çapında hak ettiği değerde kutlanmasına katkıda bulunurlardı.    Bu duygularla Safranbolu’muzun UNESCO Dünya miras listesine dahil oluşunun, 25. Yıl dönümünü ve emeği geçenleri yürekten kutluyor, Safranbolu’da Belediye yönetiminde olanları da yönettikleri şehrin bir Dünya mirası olduğu bilinci ile hareket etmelerini, kamu yönetimi konusunda süratle bilgi, beceri ve deneyim kazanmalarını temenni ediyoruz. Belediye’de cadı avı gibi liyakatsiz eleman arayanların aslında öncelikle aynaya bakmalarını ve vicdanlı olmalarını, Belediye çalışanlarının kendilerinin köleleri olmadığını, her birinin birbirinden değerli insanlar olduğunu ve cadı avının da son bulmasını da temennilerimize ekliyoruz.

Yazımın sonunda da Kadir  Has  Üniversitesi Dünya Miras Alanlarının Yönetimi ve Tanıtımı UNESCO Kürsüsü Başkanı Doç. Dr. Yonca Kösebay’ın UNESCO VE Dünya Miras şehirleri ve Türkiye’deki çalışmaları ile ilgili yazısından önemli bir bölümü aktarıyorum.

“UNESCO kelimesi, İngilizce United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization kelimelerinin baş harflerinden oluşmakta, Türkçe’de “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu” olarak kullanılmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Birleşmiş Milletler‘in bir özel kurumu olarak oluşturulan UNESCO’nun kuruluş yasası, İngiltere’de 1945 yılında 44 ülkenin temsilcilerinin katıldıkları bir toplantıda kabul edilmiştir. Türkiye, bu yasayı imzalayan ilk yirmi devlet arasında onuncudur. UNESCO eğitim, bilim ve kültür alanlarındaki amaçlarını, kendisine üye olan her devlette kurulan Milli Komisyonlarla gerçekleştirmeye çalışır. 1949 yılından beri UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ülkemizde aktif bir şekilde çalışmaktadır. UNESCO’nun en tanınmış programları arasında; eğitim alanında “Herkes için Eğitim (Education For All)”; kültür alanında “Dünya Mirası Programı (World Cultural and Natural Heritage Program)”; bilim alanında ise “ Sürdürülebilir bir Gelecek için Bilim (Science for a Sustainable Future)” sayılabilir. UNESCO, Birleşmiş Milletlerin entelektüel yüzü olarak kabul edilmektedir.

Dünya Miras Komitesi

Dünya Miras Listesinin amacı, üstün evrensel nitelik olarak tanımlanan, insanlığın ortak geçmişinin eşsiz örneklerinin, ortak bir irade ve sözleşmeye bağlı olarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Dünya Miras Sözleşmesi bu nitelikteki doğal ve kültürel varlıkların korunmalarını garanti almak üzere planlanmıştır. Buna göre Dünya Miras statüsüne sahip bir alanın korunmasının sorumluluğu yalnızca eserin üzerinde bulunduğu ülkenin sorumluluğuna bırakılamaz. UNESCO’nun kolaylaştırıcılığı ve üye ülkelerin maddi, teknik ve moral destekleri ile bu alanların sürdürülebilir bir dünya için kaynak olarak değerlendirilmesi hedeflenmektedir.

UNESCO bünyesinde 1992 yılında kurulan Dünya Miras Merkezi (World Heritage Center), UNESCO adına sekretarya görevini üstlenerek üye ülkelere ve Dünya Miras Komitesine danışmanlık yapmaktadır. Dünya Miras Komitesinin görevleri arasında, Dünya Miras Listesine yapılan başvuruların değerlendirilmesi, listede kayıtlı olan alanların korunma durumlarının incelenmesi, iyi korunamayan alanların Tehlike Altındaki Dünya Miras Listesine alınması, maddi destek taleplerinin değerlendirilmesi sayılabilir. Bunlar dışında küresel ölçekte karşılaşılan sorunlara yönelik politikaları belirlemek, ilke kararları ve sözleşmeler ile insanlığın ortak mirası niteliğindeki doğal ve kültürel alanların korunması konusunda liderlik yapmak da görevleri arasındadır.

Ülkemiz, Dünya Miras Sözleşmesini imzaladığı 1983 yılından beri iki dönem Dünya Miras Komitesinde görev yapmıştır. İlki 1983-1989 yılları arasında olmak üzere içinde bulunduğumuz dönemde aktif üyedir. Türkiye’nin dört yıllık görev süresi 2017’de sona erecektir. Türkiye Dünya Miras alanlarının korunması konusunda özellikle son beş yıldır aktif bir rol üstlenmiştir. Ülkemiz, bu alandaki tecrübe ve bilgi birikimi ile Dünya Miras Komitesinin 40. Oturumunu 2016 yılında İstanbul’da ağırlayacaktır. Bu toplantı her yıl sözleşmeye taraf olan 191 üye ülkeden katılan uzman, diplomat, araştırmacı ve gazetecilerden oluşan yaklaşık 1500 kişilik bir grup tarafından aktif olarak takip edilmekte ve tüm dünyaya canlı olarak yayınlanmaktadır.

Kayıt süreci ve sonrası

Dünya Miras Sözleşmesinde “üstün evrensel değer” nitelemesi ile eşsiz nitelikteki miras alanlarının Dünya Mirası olarak tanımlanması ve kayıt altına alınması birkaç yıllık süreci gerektirmektedir. Öncelikle, Dünya Miras Listesine aday alanın ulusal ölçekte koruma statüsüne sahip olması gerekir. Dünya Miras kriterlerini karşıladığı düşünülen alanların Dünya Mirası Geçici Listesine kaydettirilmesi gerekir.

Halen Türkiye’nin bu nitelikle 62 alanı bulunmaktadır. Bu yerler arasında Ani, Afrodisias, İznik, Zeugma, Amasra, Mardin, Yıldız Sarayı gibi alanlar bulunmaktadır. Üye ülkeler her yıl biri kültürel diğeri doğal alan ya da kültürel peyzaj alanı olmak üzere iki alanı Dünya Miras Listesine teklif edebiliyorlar (bu yıl yapılan düzenleme ile bu uygulama 2017’den itibaren bir alana inmiştir).

Bu ilkeye dayanarak son yıllarda ülkemiz her yıl iki başvuru dosyasını Dünya Miras Komitesinin görüşüne sunmuş ve son beş yılda altı alanı (Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alanı, Efes, 2015; Bursa ve Cumalıkızık, Bergama ve Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı, 2014; Çatalhöyük Neolitik Yerleşimi, 2013; Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi, 2012) Dünya Miras Listesine kaydettirmiştir. Böylelikle, daha önce kaydedilenlerle birlikte (Truva, İstanbul’un Tarihi Alanları, Nemrut Dağı, Safranbolu, Pamukkale ve Hierapolis, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya Kaya Yerleşimleri, Xanthos ve Letoon, Hattuşa, Divriği Ulucami ve Şifahanesi) toplamda Türkiye’den 15 alan Dünya Miras Listesinde yer almaktadır.

Tüm Dünya Miras Alanları, Dünya Miras Merkezi tarafından altı yılda bir koruma durumları açısından incelenmektedir. Bunun dışında, özel koşullar geliştiğinde (önemli alt yapı projeleri gündemde olduğunda, çatışma/savaş durumlarında, afetler sonrasında vb), ayrıca incelemeye alınmakta; eğer yeteri kadar korunmadığı kanaati oluşursa, koruma koşullarını iyileştirmek üzere uluslararası toplumun maddi/teknik desteğinden yararlanabilmesi için Tehlike Altındaki Miras Listesine alınabilmektedir.”

Mehmet Çetinkaya
Mehmet Çetinkayamehmet@brtv.com.tr
Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunudur. Gazeteciliğe Karabük'te Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi'nde başlamıştır. 29 Mart 1996 tarihinde BRTV ile televizyon ve radyo yayıncılığına sektörüne girdi. 18 yıla yakın karasal yayıncılığın ardından; BRTV yayınları günümüzde milli uydumuz Türksat'ın kapsama alanındaki 70 dolayında ülkeden izlenmektedir. BRTV bölgemizin Dünya ya açılan penceresi olarak bilinirken, Mehmet Çetinkaya'da çeyrek asırdan bu yana Dünyayı gezmekte ve gittiği ülkeler ile ilgili yayınladığı gezi notları ile tanınmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.